Kıymetli Futbolseverler merhaba,
Altınordu’da gündem çok yoğun;
- Düzenlediğimiz Turnuvalarımız - Katıldığımız Turnuvalar - Kendimizi Büyük Avrupa Kulüplerine Davet Ettirmeler - Altınordu Çocuk Tiyatrosu Etkinliğimiz - Çocuklarımızın Kalp Kardio Tetkikleri –
- Don Kişot Tiyatro Oyununa Gidiş - İzmir-Çeşme Otobanı üzerindeki Altınordu Ağaçlandırma Alanında Çapalama ve Temizlik - Sosyal Medya’da İletişim Eğitimi - İngilizce ve Satranç Eğitimleri vs..
“Saha İçi” kadar, “Saha Dışı” da önemli ***
Hele bizim bu topraklarda “Saha Dışı” daha önemli !..
Bu nedenle “İyi Birey, İyi Vatandaş, İyi Futbolcu” sloganımıza sımsıkı yapıştık, bırakmıyoruz..
Her biri birer makale olacak futbol iş seyahatlerimiz ile ilgili gözlemlerimi toplu bir yazıda sizlerle paylaşmak istedim;
1. 18~21 OCAK 2017 - Alman Futbolu’nun 2.ci Büyüğü Borussia Dortmund’a konuk olduk..
U19 ve U17 takımlarımızla gittik. U19 takımımız 0-3 mağlup oldu. U17 takımımız 2-2 berabere kaldı..
3 gün kaldık, 300 günlük yol aldık***
B. Dortmund U19 takımında 90 dakika boyunca bir oyuncu dahi oyun disiplininden kopmadı, bir oyuncu dahi “fundamental hata” yapmadı, bir oyuncu dahi “ulen özel maç 3-0 galibiz, şurada şöyle bir fantezi yapayım, üstten aşırıp adamı delirteyim, bacak arası yapıp cebindeki bozuk paraları toplatayım demedi kardeşim!.. Yuh olsun yani.. Yahu siz etten kemikten yaratılmadınız mı kardeşim..
Adamların müthiş atletik siyahi bir forvetleri var, yüzünü döndüğünde kopar gider, kopup gitmeye çalışmıyor, indiriyor orta sahasına, gidiyor ceza sahasına.. Antrenör nerede, kimdir, neden sesi çıkmaz?
Bu Almanlar gerçekten “Çalışmak” ve “Başarmak” için yaratılmışlar!.. Bizim “Akdeniz” ve “Levanten” coğrafyası ile hiç mi hiç alakaları yok !.. Ne yazık, yaşamayı bilmiyorlar, tüh üzüldüm şimdi bak :(
SONUÇ : Akıl yaşı olarak onlar artık “Yetişkin” olmuşlar.. Biz ise hala “Çocukluk” dönemimizdeyiz.. Arada en az 2 nesil var!..
2. 28-29 OCAK 2017 – Uluslararası U12 İzmir Cup Ön Eleme Turnuvasını, Selçuk İsmet Orhunbilge Tesisleri’mizde yaptık..
Ülkemizin dört bir yanından 48 amatör kulüp, 900’e yakın 12 yaşında Çocuklarımız Geleceğimiz, 180 tane maç oynadılar.. Kıpır kıpır, dopdolu 2 gün geçirdik..
Ülke futbolumuzun saha içi eylemde en büyük sorunu “GOL”, biliyorsunuz..
Allah iyi niyetle çalışanın yanındadır.. Bir Yıldız Adayı Forvet bulduk.. Pek yakında sinemalarda değil tabii ki, Altınordu kadromuzda inşallah..
Rize’den, Trakya’dan, her bölgemizden bir dolu “Doğal Yetenek” Çocuklarımız Geleceğimiz bekliyorlar.. Bizi görün, bize değer verin Amcalar diyorlar..
Altınordu olarak, tüm doğal yetenekleri barındırma, besleme, eğitme imkanımız yok tabii ki.. Keşke olsa.. 5 tane seçebildik. Diğerleri tüm kulüplerimizin..
Mesela bana büyük ikramiye çıksa, 200 Çocuklarımız Geleceğimiz sayımızı 2.000 yapmak için harcardım..
Bu Çocuklarımız Geleceğimiz’lerle zaman geçirmek var ya, geriye sarmak gibi bir mucize.. Ah bir bilseler..
SONUÇ : Coşkun Süer hocamızın kulakları çınlasın.. “Küçükken” tamam da, bunları kurda kuşa yem etmeden nasıl büyüteceğiz Memet beyyyy..
3. 8 ŞUBAT 2017 – UEFA U19 GENÇLİK LİGİ 3.cü Turunda Atletico Madrid ile İzmir’de oynadık.
Geçen sezonun Türkiye Şampiyonu olarak, katılmaya hak kazandığımız UEFA U19 Gençlik Ligi’nde ilk turu Bulgar Levski Sofya ile oynamıştık. 5-0 ve 1-1 sonuçlarla geçmiştik.
İkinci turu, Avrupa’ya biraz daha yaklaşarak Çek temsilcisi ünlü Sparta Prag ile oynamıştık. 6-2 ve 2-3 sonuçlarla geçmiştik.
Üçüncü turda maalesef Avusturya, İsviçre, Sırbistan gibi ülke temsilcilerini çekemedik. Direkt Birinci Sınıf bir rakip ile eşleştik.. Atletico Madrid.. İspanya’nın 3.cü Büyüğü..
UEFA bize kıyak yaptı, tek maç İzmir’de oynadık.. Kıyak dediğim, statü gereği tabii ki.. 3.cü turlar tek maç üzerinden, zayıf olan takımın sahasında yapılıyor..
Şahane maç çıkardık, 0-2 yenik tamamladık. Ama yine kervanı düzmek yolunda çok önemli dersler çıkardığımız bir ekstra kalite bir maç oldu..
Maçı 50 dakika 1 kişi eksik oynamak zorunda kaldık.. O dakikaya kadar bastıran, gol arayan, daha çok isteyen taraf bizdik..
Bir sarı kartlık faul sonrası faul alanından hızla uzaklaşıp sıyrılan “Evladımız”, hakemin yanlış sporcumuza gösterdiği sarıyı görmezden gelen, ben de dahil biz “Yetişkinler”, o yanlışa takılıp 5 dakika sonra bir sarı daha görerek, hayatında ilk defa kırmızı gören “Evladımız”..
Kiminle oynadığımızı, yani Atletico Madrid’i size yuvarlak rakamlarla birazcık tanıtayım ;
1. Hasılat Büyüklüğü itibariyle dünyanın en büyük 20.ci kulübüdür.
2. Marka Değeri itibariyle dünyanın en değerli 15.ci kulübüdür.
3. Atletico Madrid Şirket statüsünde yönetiliyor..
4. Kulübün hissedarları %52 ile Miguel Angel Gil Marin, %20 ile Enrique Cerezo ve yine %20 ile Wang Jianlin’dir.
5. Kulübün başkanı ise aynı zamanda kulübün %20’lik hissesine sahip olan Enrique Cerezo’dur.
6. 100.000 üyesi var..
7. Maçlarını 55.000 kişilik Vicente Calderon Stadı’nda oynuyorlar. Tüm biletler sezon başında üyeler tarafından kapışılıyor. Tekrar yavaş yavaş : Ka pı şı lı yorrrrr… Hadi bi daha : Ka pı şı lı yor.
8. Sezonluk Maç Günü Hasılatı : 113 Milyon Dolar.. Ah Aziz abim, vah Aziz abim..
9. Sezonluk Yayın Hasılatı .……. : 264 Milyon Dolar.. Breh breh breh.. Hekimoğlu Mustafaa Beeyy, bir beyin oğluuuuu…
10. Sezonluk Ticari Hasılatı …… : 171 Milyon Dolar..
11. Sezonluk Toplam Hasılatı .. : 548 Milyon Dolar.. Yaz dostuumm, Tın tın tınnn, boşa geçmiş ömre yaşam denir mi? nıranananay.. Yaz dostuumm, zenginin malı, züğürdün çenesiniii.. nıranananay..
12. A takımında 23 oyuncusu var, 16’sı kendi ülkelerinin milli takımlarında oynuyorlar..
13. A takımdaki 23 oyuncunun piyasa değeri : 500 Milyon Dolar..
14. Kulübün sadece İsim Hakkı “Brand Name” Değeri : 85 Milyon Dolar..
15. Kulübün Tümden Piyasa Değeri : 600 Milyon Dolar..
SONUÇ : “Ölçü” Yaşam’ın en değerli parametrelerindendir.. Henüz Altınordu’muz Gençler Ligi’nde dahi olsa, bu devlerle boy ölçüşecek büyüklükte değildir.
Atletico Madrid’e rakip olduğumuz için kulübümle onur duyuyorum..
4. 14-15 ŞUBAT 2017 – Antalya’da Belarus U17 Milli Takımı ile Özel Maç yaptık..
10 gündür Antalya’da kamp yapmakta olan ve orada kendilerine uygun dişli rakip bulamayan Belarus U17 takımı ile çok tempolu geçen bir oyundan sonra 5 – 2 galip ayrıldık..
10 gündür kampta oldukları otelin personeli tarafından sakin ve efendi bir adam olarak tanınan Belarus Teknik Direktörü, maç bitiminde oyuncularına karşı çok hırçın ve sertti !..
Demek ki onlar da sinirlenebiliyorlarmış, gerektiğinde sporcularına bağırıp çağırabiliyorlarmış !..
SONUÇ : O kadar da değil artık !.. Prag’ı geçmiş, Viyena’ya kadar gelmiştik zaten.. “İş” Viyena’dan sonrayı geçip Münih’e, Barcelona’ya, Madrid’e, Paris’e ve Londra’ya ulaşmakta..
5. 25 ŞUBAT 2017 – TUZLA U13 CUP için İstanbul-Tuzla’da idik..
Futbol Dünyası biliyor, Tuzlaspor’un profesyonel futbol isim hakkını satın alan Murat Erdoğan ve arkadaşları ile Profesyonelleşme konusunda önemli bir atak yaptı.
Bu sene paçayı kurtarmak, seneye kafaya oynayıp, önce Birinci Lig, sonra da Ümraniye gibi Süper Lig’i zorlamak hedefindeler.. İstanbul kendi başına bir memleket..
Her semti bir Anadolu şehrinden büyük. Hatta İzmir kadar büyük ilçeleri var.. İstanbul her şeyi kaldırır, ama her şeyi de indirebilir.. Adı üzerinde Metropol..
Tuzlaspor ile birlikte düzenlediğimiz U13 Cup’ta FB, BJK, GS, Trabzon, Başakşehir, Konya, Tuzla ve Altınordu kulüplerimizin Çocuklarımız Geleceğimiz kapıştılar.
Kısa süreli ve çok maç sistemine dayanan bu turnuvalar, yüksek tempolu maçlara sahne oluyor. Böylelikle oyuncu daha az sürede daha etkili bir performans ortaya koyuyor. Her şey çok güzeldi, düzenliydi.. Başta Eren Yılmaz hocamız olmak üzere, bu turnuvada emeği geçen tüm Tuzlaspor futbol emekçilerine ve Murat Erdoğan kardeşime şükranlarımızı sunarım.. Turnuvadaki tek kusur; Yılların sorunu olan, kemik yaşı büyük, hatta sakalı çıkan, yani 13 yaşında olması mümkün olmayan sporcuların olması idi.. 1 tanesi dahi oyunun seyir zevkini, çocukların oyun iştahını öldürüyor !.. Biz 3 senedir kemik yaşı büyük oyuncu almıyoruz, çünkü ileride patlıyor zaten, verdiğimiz emeğe yazık !.. Ama Genç antrenör kardeşlerimiz işlerini sağlamlaştırmak adına “Yenici” olmayı ön planda tutunca, sapla saman karışıyor !.. Bir de tribünlerden Maradona’ların babaları, dayıları “Gaz” verince, ortalık Süper Lig maçına dönüveriyor!..
SONUÇ : Bu turnuvaları çok sıklıkla yapalım, yaptıralım, teşvik edelim. Ama yaşı büyük oyuncu oynatmayalım. Onları bir yaş büyük kategoride değerlendirelim.
6. 1-2 MART 2017 – Trabzonspor’a konuk olduk..
Alt yapıda uzun yıllardır iyi ilişkiler içinde olduğumuz güzide kulübümüz Trabzonspor’a U16 ve U17 takımlarımızla konuk olduk..
Keyifli ve çekişmeli geçen 2 maç yaptık. “Aramızda Maçlar”da sonuç önemli değil, çünkü hepsi bizim “Evlatlarımız”.. Asıl olan, dostlukları tazelemek, perçinlemek..
Trabzon’un birçok futbol emekçisi var.. Bir kısmı Ahmet Suat Özyazıcı, Özkan Sümer, Şenol Güneş gibi çok ünlü.. Bir kısmı Sadi Tekelioğlu ve Mustafa Reşit Aksoy gibi normal ünlü..
Bir kısmı da ünsüz, sadece benim gibi bu işin “hamalları” tanıyor.. İşte onlardan biri de Salim Doğan Hocamız..
Salim Hocamız ile 2 maç boyunca gözümüz sahada, hep alt yapıcılıktan tam 4 saat birbirimize bilgi aktardık..
Salim Hocalarımızdan Anadolu’da çok var, ama aynen benim gibi fotojenik değiller, albenileri yok, arkaları yok vs.. bu nedenle sözleri duyulmuyor!..
Ama “Alt Yapıcılık” zaten zor iş, herkesin de iştahlandığı bir iş değil açıkçası.. Kalkıp da Sergen Yalçın’ın alt yapıda sabretmesini kimse beklemesin.. Ersun Hoca, Tolunay Hoca vs.. beklediler mi ki ? Bizi konuk eden Trabzonspor Alt Yapı Yöneticileri Adem Beder ve Okan Alemdaroğlu dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Şimdi sıra onlarda .. Onlar İzmir'e gelecekler...
SONUÇ : Yaşam’da “Tecrübe” çok çookk önemli bir kriter.. “Futbolun Emekçileri”ni bir dinlesek çok iyi olacak..
Ama n’olursunuz bir Otel salonunda değil, bir Stadyum’da sahanın ortasına dizilmiş sandalyelerde.. Mesela emekliye ayrılmış olan Avni Aker’de.. Arada da çay, kurabiye gelsin yeterli..
7. 10~14 MART 2017 – Londra’da İngiltere Temsilcimiz Vedat Bey’in konuğu idik..
Yeğenim Kenan ile Premier Lig hastasıyız. Son zamanlarda işlerin yoğunluğundan bir türlü kaçamamıştık.
Önce 11 Mart Cumartesi günü Arsenal – Lincoln City FA Cup maçına gittik. Maç Arsenal’in stadı Emirates’te idi..
FA Cup olmasına ve rakibin 4.cü Kategori takımı olmasına rağmen stadyum yine ful çekti, inanamıyorum ben bu İngilizlere..
Lincoln City bizim BAL Ligi statüsünde ama bizim Birinci Lig’de rahatlıkla kafaya oynar..
Santrforları Matt Rhead 32 yaşında, 106 kilo (!), 1,93 boyunda, topu çok iyi biliyor.. İlk 45 dakika Konscielny ve Mustafi’den bütün hava toplarını aldı, harika ara paslar attı..
Bizim Birinci Lig’de sadece “Sonuç Odaklı” oynayan tüm kulüplerimize tavsiye ederim.. İndir topu ceza sahasına, Rhead kesinlikle vuruyor, değiyor, dağıtıyor..
Forvet arkası gibi oynayan Nathan Arnold’u bütün kulüplerimize tavsiye ediyorum.. Süper Lig’de bile oynar.. Adam eksiltiyor, dikine oynuyor, hep oyunun içinde..
İkisini birden alan büyük iş yapar.. Benim işim olmaz ama elin, isimlerini bile telaffuz edemediğimiz, ülkelerinin yerlerini dahi bilmediğimiz topçuları geleceğine, futbolun beşiğinden getir daha iyi..
Ama gelirler mi, bilmem..
Alexis Sanchez’i seyrettim bana yetti.. Küçük ve Çabuk adam, 10 numara.. Biraz da Walcott..
Maçın adamı bizim Mesut seçilmiş, hayret ettim. İyi çocuk, topu çok iyi kullanıyor ama Sanchez’in olduğu yerde “Tempo” var, “Coşku” var, “Adrenalin” var kardeşim..
Maçın hayal kırıklığı ise, Olivier Giraud oldu !.. Kenan baktı, haftalık 180 bin pound’a anlaşmış !.. 180 x 52 = 9 Milyon Pound x 4,5 = 40 Milyon TL vergili tabii ki!.. Eline %60’ı geçer..
Ama adam bir tane kafa topu almaz mı yahu !.. Gözümüzün önünde boş kaleye atamadı !.. Bizim liglerde olsa yuhalarlar, orada çıkarken yine alkışladılar kardeşim !.. Bize ters !..
13 Mart Pazartesi günü de Chelsea – Manchester United maçına gittik. ManU’da bir sürü sakat vardı, eksik kadro çıktılar. Forvetleri İbrahimoviç, Rooney ve Martial sakat..
Maç iyi geçmedi. ManU 35. dakikada 10 kişi kaldı. Bu nedenle maç genelde ManU yarı sahasında oynandı..
ManU’da şans yakalayan genç santrfor 31.10.1997’li Rashford maç boyunca tecrübeli David Luiz ve Cahill tarafından iyi marke edildi.
Ama ikinci yarı önümüzde bir pozisyon yakaladı ki, yaptığı dripling ile Cahill’in feleği şaştı, yerden gollük şutunu kaleci Courtis iyi çıkardı.
Maçın en göz alan oyuncusu tabii ki Eden Hazard idi, onu seyretmek gerçekten büyük bir keyif ** Geçemeyeceği adam yok.. Her an “final pası” yapacak kadar büyük bir oyuncu..
Ama maçın adamı bana göre, sahada basmadık yer bırakmayan kısa adam ön libero Kante idi.. Zaten golü de o attı..
Diego Costa ile Smalling-Phil Jones ikilisinin saha içi savaşları da çok ilginç idi..
Bu maçın hayal kırıklığı ise, Paul Pogba idi.. O ne kadar ağır bir oyuncu yahu !.. hani gözlerimle görmesem, yutturacaklar..
Maç boyunca göze batan bir hareketi var, hepsi o !.. Yuh olsun namına, şöhretine !..
SONUÇ : Futbolun en güzeli Ada’da ***
Kenan’a söz verdim. Allah nasip kısmet ederse, 5 yıl sonra Premier Lig’de oynayan bir evladımızı Londra’da izlemeye gideceğiz inşallah…
Çok çalışıyoruz..
Allah iyi niyetle çalışanların yanındadır..
Sağlık ve Esenlikle,
Saygılarımla,
Seyit Mehmet ÖZKAN
Altınordu Arması Yediemini