Bülent KAYITKEN
Altyapı Performans Dönemi (APD)
Teknik Direktörü
YAZARLAR
Seyit Mehmet ÖZKAN
EMEĞE SAYGI!
12.12.2024
Hasan YÜKSEL
GEGİÇ USTA
2.12.2024
Kenan AKSEKİ
AZMİN ZAFERİ
25.04.2024
C.Sezai ÖNCÜ
BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ
22.05.2023
Ümit ÖZIŞIK
SÖNMEYEN MEŞALE
8.05.2023
Cüneyt YİS
GİDECEĞİNİZ YÖNÜ BİLMEK HIZDAN DAHA ÖNEMLİDİR!
1.05.2023
Nuran ÖZEŞER
ÇOCUKLARIMIZIN FUTBOL TEMEL EĞİTİMİ
24.04.2023
Bülent KAYITKEN
"KONTROL VE PAS"IN KISA HİKAYESİ
17.04.2023
Rıfat Osman AŞÇILAR
BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR
10.04.2023
Fevzi KUVVETLİ
ÖZEN YOKSA ÖDÜL DE YOKTUR…
3.04.2023
"KONTROL VE PAS"IN KISA HİKAYESİ
Bir futbolcunun tüm hareketlerinin başlangıcı top’ u ne kadar iyi kontrol ettiği ya da edemediği ile ilişkilidir.
Pazartesi, 17 Nisan 2023
Futbol Oyununun Evrensel Bilgisi – I
Bu yazı dizisi 4 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde futbol oyununun temelini oluşturan “Kontrol – Pas” döngüsünün kısa tanımı ve ardından üst düzey liglerdeki takımlar ile daha alt düzey liglerdeki takımlar arasındaki farklar fiziksel olarak incelenecektir.
Sonraki haftalarda yayınlanacak olan bölüm II’ de fiziksel farklar incelenmeye devam edecektir. Daha sonraki bölümler olan bölüm III ve IV’ de bu farklar oyunsal anlamda detaylandırılacaktır.
KONTROL ve PAS’ ın kısa hikayesi…
25 basamakta futbol oyununun temeli…
1. Futbol oyununun objesi futbol topudur.
2. Bu nedenle futbol oyunundaki başarının temeli futbolcuların top ile olan ilişkilerindeki başarılarıdır.
3. Top ile olan ilişkinin temeli; top kontrolüdür.
4. Bir futbolcunun tüm hareketlerinin başlangıcı top’ u ne kadar iyi kontrol ettiği ya da edemediği ile ilişkilidir.
5. Futbol oyuncusunun pas, top sürme, çalım ve şut girişimlerindeki başarısı, bu aksiyonlar öncesinde topu nasıl kontrol ettiği ya da edemediğine bağlıdır.
6. Top’ u kontrol etmek, bir oyuncunun top ile ilişkiye girdiği andan ibaret değildir.
a. Futbol antrenmanlarında yapılan en büyük yanlış futbolcunun top ile buluştuğu andaki duruma odaklanmaktır.
7. Top kontrolü; henüz top diğer iki oyuncu arasında oynanırken, yani topu kontrol edecek olan oyuncu henüz daha 3. kişi durumundayken yapmış olduğu aksiyonlara bağlıdır.
a. Yani oyuncunun topu kontrol altına alma becerisi henüz daha top ona gelmemişken yapmış olduğu tercihlerin ve tepkilerinin sonucudur.
8. Top kontrolü, oyuncu daha 3. kişi durumundayken,
a. Bir sonraki hareketine ilişkin seçenekleri görebilmesi,
b. Bu seçenekleri analiz etmesi ve analizi sonucunda bir karar vermesi ile ilişkilidir.
c. Daha sonra vermiş olduğu karar’ a uygun alanı kullanması,
d. Alanda uygun vücut pozisyonuna geçmesi ve o karar vermiş olduğu bir sonraki hareketine uygun olarak vücudunun bölümleri ile top’ a temas etmesinin ürünüdür.
9. Top sürme; temel olarak zorunlu olmadığı sürece tercih edilmeyen ve duruma özel bir top taşıma ya da rakip eksiltme yöntemidir.
10. Çalım; benzer şekilde gerektiğinde bir rakip eksiltme yöntemi olarak tanımlanabilir.
11. Şut ise bir sonuç alma girişimidir. Dolayısıyla futbolda top kontrolünden sonraki en önemli unsur pas’ dır.
12. Pas, futbol topunun alanlara taşınması ve skor almak amacıyla en uygun bölgeye aktarılması için gerçekleştirilen planlı hareketler bütünüdür.
13. Pas, kesinlikle pası veren ve pası alan iki oyuncu arasındaki bir süreç olarak düşünülmemelidir.
14. En basit pas dahi, en az 3 oyunculuk bir organizasyondur.
15. Pas çoğu durumda 3 ve hatta bazı durumlarda 4 oyuncunun ortak kararlarının bir ürünüdür. Bu nedenle çalışmalar daima buna odaklanılarak planlanmalıdır.
16. İki oyuncu arasında yapılan pas hatası hemen her zaman pas hatası yapan bu iki oyuncudan bir önceki ya da bir sonraki oyuncuların yapmış olduğu hatalar tarafından da etkilenir.
17. Pas’ ı veren oyuncu; pas’ ı alacağı ve bir sonraki pas’ ı aktaracağı diğer oyuncu ya da alan (orta – cross) ile birlikte en az 3 oyunculuk (alanlık) bir aktarım zinciri oluşturur.
a. Oyuncu pası aktaracağı diğer oyuncu ya da alana göre kendine top ile buluşacağı alanı yaratır.
b. Topu bir sonraki aktaracağı oyuncunun topu muhtemel isteyiş biçimine göre daha önce yaratmış olduğu o alanı kullanacak ve alanda top ile buluşacak şekilde vücut açısını ayarlar.
c. Aktaracağı pas’ a göre pası alacağı oyuncuya topu hangi ayağına ve açıda istediğini belli eder.
d. En uygun zamanda ve açıda top ile buluşarak, en doğru açıda, en doğru zamanda ve en doğru şiddette topu diğer oyuncuya aktarır.
e. Ya da bunu önce topu kontrol edip yapar.
18. Bu şekilde birbiri ardına eklenmiş ve hatta otomatikleştirilmiş hatasız top kontrol ve pas zincirleri takımın top kontrol becerisinin yükseltir. Bunun otomatikleşmesi binlerce otonom kapalı egzersiz tekrarı (closed drill) ve üzerine kurgulanmış, açık çalışma (open drill) tekrarları ile elde edilir.
a. Otonom kapalı driller’ e örnek pas çalışmalarıdır.
b. Açık driller’ e örnek ise pozisyon oyunları ve muhtelif kurallar ve alan ölçülerinde uygulanan özel kurallı sınırlı alan çalışmalarıdır.
19. Top kontrol becerisinin yüksek olması top kayıplarını azaltır. İyi top kontrolü, başarılı pas ile birleşirse, oyunun temposu artar.
20. Yüksek tempolu oyunun amacı, rakibin koşarak alanları kapatmasına olanak tanımadan, bu alanlara topu aktararak en hızlı şekilde rakip 3. bölgesinde skor alabileceği pozisyonlara ulaşmaktır.
21. Bu nedenle takımın oyun temposu, rakibinin alanlar içerisinde koşarak yer değiştirebileceği hızın üzerine çıktığında, rakip takım oyuncuları alan kontrol hatası yapmaya başlar. Yani rakip takımın bloklarının arasında ve hatta bloklarının direk içinde boşluklar oluşmaya başlar.
22. Rakibin yaptığı alan kontrol hatalarına bağlı olarak takım hücum oyuncuları bu alanlara koşular yapar ise hücumsal anlamda daha yüksek alternatif oluşur (in-filtrasyon / penetrasyon).
23. Eğer rakibin boş bıraktığı alanlara koşu yapan kendi takım oyuncularınız bu alanlarda top ile doğru zamanda buluşturulabilir ise, rakibin “baskı – kademe – denge zinciri” devre dışı kalır.
24. Bu nedenle KONTROL ve PAS futbol oyununun temelini oluşturur.
25. Başarılı bir kontrol – pas zinciri, top henüz daha 2 oyuncu arasındaki aksiyonuna başlamamışken bu iki oyuncudan sonraki muhtemel 3. hatta 4. oyuncuların etkin hareketlerinin bir ürünüdür
ÜST DÜZEY TAKIMLAR İLE ORTA VE ALT DÜZEY TAKIMLAR ARASINDAKİ EN BELİRGİN FİZİKSEL FARKLILIKLAR
1- ÜST DÜZEY TAKIM OYUNCULARI FİZİKSEL ANTRENMANLARA ÇABUK CEVAP VEREN (HIGH RESPONDER), ALT DÜZEY TAKIM OYUNCULARI İSE GENELLİKLE ORTANIN ALTINDAKİ HIZLARDA CEVAP VEREN (LOW RESPONDER) ORGANİZMALARA SAHİPTİRLER
* Genel olarak üst düzey takım oyuncularının yenilenme hızları, alt düzey takım oyuncularından daha hızlıdır.
* Günümüzde birçok üst düzey Avrupa kulübü futbolcu transferinde oyuncunun özellikle maxVO2 ve müsabaka sprint sürat ve mesafelerini kontrol etmektedir. Hatta bazı durumlarda sırf bu yüzden transferden vazgeçtikleri oyuncular olmaktadır.
* Bu kulüpler; takımda oynamakta olan oyuncuların antrenman esnasında karşılaştıkları takımın diğer oyuncularının dahi fiziksel düzeylerinin ligde ve Avrupa kupası müsabakalarında karşılaştıkları rakip ortalamaları düzeyinde tutmaya çalışırlar.
* Planlamada, yatırım olarak gözüken ve aşama kaydetmesi beklenen oyuncular ortalamanın altında kalır ise gönderilir.
* Aşama kaydedenler belli dönemlerde takımda yer bulur. Eğer performansları o bölgede oynayan oyuncuyu yakalama sinyali veriyorsa kadroda tutulur ve hemen her fırsatta takımda denenmeye devam eder.
* Buna ek olarak aynı lig düzeyinde bir ekibe kiralık olarak verilmesi de planlanabilir.
* Bazı oyuncu gurupları sezon içerisinde birbirine uzaklığı 7 gün olan (7. gün müsabaka) iki müsabaka arasında 1 tam dinlenme, 1 hafif, 2 yüksek, 2 orta şiddet antrenmanı rahatlıkla tolere edip müsabakaya diri çıkabilir. Hatta tam müsabaka saatlerinde fazlaya tamlamanın zirve noktasına ulaşmış olabilirler (overcompansation/taperingadge/overreaching). Bu tempo elbette ki hep böyle yüksek olmaz ancak anlatım açısından tecrübelerle yaşanmış bir örnektir(HIGH RESPONDER özellikli takım).
* Bununla birlikte aynı ligde bulunan ve alt sıralarda yer alan bir takımın oyuncuları aynı antrenman düzeyinde müsabakaya yorgun çıkabilir. Hatta diğer takım tam müsabaka esnasında zirveye ulaşıyorken, bu takım overcompanzasyon öncesinde organizmanın düşük form durumunu yaşadığı taban noktasında da olabilir (LOW RESPONDER özellikli takım).
* Bu tip takımlar genellikle 1 yüksek antrenman uygular. Hatta iki ya da üç hafta boyunca hiç yüksek şiddetli antrenman uygulamayan takımlar da görülmektedir. Dolayısıyla anlaşılmaktadır ki her takımın bir öz kimliği vardır.
* Aşağıda İtalya seri A takımlarından birinin haftada bir ve çift müsabaka yaptığı dönemlere ilişkin uyguladıkları iki farklı antrenman haftası ve antrenman şiddetlerine ilişkin örnek verilmiştir. Görüldüğü üzere haftada tek müsabaka yapıldığında, hafta içi müsabaka şiddetine yakın düzeyde iki antrenman yapmaktadırlar. Günümüz üst düzey takımlarının oyuncuları yüksek fiziksel yeterliliklere sahip olduğu için onların antrenman adaptasyonlarını korumanın en uygun yolu alışmış oldukları yüksek antrenman şiddetine devam etmektir.
2- ALT DÜZEY TAKIMLARDA “PES EDEN” OYUNCU ORTALAMA SAYISI, ÜST DÜZEY TAKIMLARDAN DAHA YÜKSEKTİR. BUNUN YANI SIRA, ÖZELLİKLE BİR ALT LİGE DÜŞMÜŞ YA DA BİR ÜST LİGE ÇIKMIŞ OLUP, YENİ YAPILANMAYA GİDEN VE CİDDİ OYUNCU SİRKÜLASYONUNUN YAŞANDIĞI TAKIMLARDA “PES EDEN” OYUNCU RİSKİ DAHA DİKKATLİ DEĞERLENDİRİLMELİDİR.
* Birçok üst düzey beceri kapasitesine sahip olan ve bunun yanı sıra antrenmanlar yolu ile fiziksel performansları da geliştirilebilir düzeyde olan çok sayıda yetenekli futbolcu “PES EDEN – LOOSER” olmaları sebebiyle alt düzey takımlarda bulunurlar. DOLAYISIYLA BU OYUNCULAR İLK BAKIŞTA MEVCUT TAKIMIN ORTALAMASININ ÜZERİNDE GÖZÜKÜRLER.
* Teknik ekipler tarafından test sonuçları, hatta sezon başı kampı antrenman ve hazırlık müsabakaları performansına bağlı olarak “HIGH RESPONDER” olarak değerlendirilebilirler. Ancak bir süre sonra gerçek müsabaka koşullarında istenen katkıyı verememeye başlarlar.
* Bu tip oyuncuların çoğunlukla “MAZARETLERİ” HAZIRDIR. Eğer mental destek ile de gerekli yükseliş elde edilemiyorsa bu oyuncu her ne kadar “HIGH RESPONDER” sınıfında olsa da, değiştirilmesi gereken oyuncu gurubunda düşünülmelidir.
* Yüksek şiddetli antrenman esnasında oyuncular her an antrenmandan kaytarma sınırında bulunurlar. Bu; merkezi sinir sisteminin yüksek baskı altında olmasına bağlı olarak, organizmanın doğal tepkilerinden biridir.
* Eğer bu yüksek şiddetli antrenmanda takımdaki bazı oyuncular gözle görülür şekilde “pes ediyor” ise maksimum düzeyde efor göstermeye çabalayan yakındaki futbolcular tamamen “BİLİNÇ ALTI FAKTÖRLERE” bağlı olarak maksimum performansın altına düşerler.
Bu; LİMBİK SİSTEM TARAFINDAN DEVREYE SOKULAN VE ORGANİZMANIN HAYATTA KALABİLMESİ İÇİN OLASI BİR DİĞER YÜKSEK ŞİDDETLİ EFOR ÖNCESİNDE REZERVLERİNİ KORUMA GÜDÜSÜNÜ ETKİNLEŞTİRMESİNİN SONUCUDUR. Organizma alt beyin düzeyinde diğer futbolcuyu bir takım arkadaşı olarak değil, mücadele ettiği bir diğer insan ya da kaçtığı hayvan olarak algılar. Dolayısıyla mücadele ortamında bulunduğu rakibi ya da kaçtığı hayvan onu zorlamayı bıraktığında kendini olası bir diğer mücadeleden de koruyabilmek için daha fazla yormamak amacıyla dinlenmeye alır.
* Çünkü organizma için önemli olan hayatta kalmak ve dolayısıyla her mücadeleye hazır olabilmektir. Buradan yola çıkarak FUTBOL ile ilgili birkaç başka çıkarım daha yapabiliriz.
* Genellikle % 100 performans gereken antrenmanlarda antrenörler oyuncu eşleştirmesine dikkat ederler ve % 100’ ün altındaki çalışmalarda buna gereken özeni göstermezler.
* Eğer üst düzey bir oyuncunun karşısına bir looser koyarsanız üst düzey oyuncuyu zorlayamaz ve bu nedenle taktik antrenman bile olsa tempo istediğinizin altına düşer.
* Zaten bir antrenör olarak takımdaki LOOSER’ ları uzaklaştırmak görevinizdir. Öyle ya da böyle elinizde olmayan sebepler yüzünden belirli bir süre ya da sezon boyunca bu tip oyuncularla da çalışmak durumunda kalıyorsanız, bazı antrenmanlarda takımı bölün ve 2 ya da 3 ayrı gurup halinde ayrı saatlerde çalıştırın.
“PES ETMEK” BULAŞICI BİR HASTALIKTIR.
Hangi lig düzeyinde olursa olsun,
Hedefleri olan takımlarda
“PES EDENLERE” yer yoktur.
3- FUTBOL’ A ÖZGÜ BECERİ DÜZEYİ SİSTEMLİ BİR ŞEKİLDE GELİŞTİRİLMİŞ OYUNCULAR, MÜSABAKANIN İLERLEYEN BÖLÜMLERİNDE DAHA AZ YÜKE MARUZ KALIRLAR.
* Futbol beceri düzeyleri sistemli bir şekilde geliştirilmemiş futbolcular oyunun ilerleyen bölümlerinde daha fazla hata yaparlar (antrenman yaşı daha az olanlar).
* Organizma içinde duruş, dönüş, hızlanma ve yavaşlamaların da olduğu bir hareket kombinasyonunda sahip olduğu enerjinin yaklaşık olarak % 75’ ini vücudunun parçalarını kontrol etmek, dengesini korumak, yeni uyaranlara tepkiler vererek yeni düzenlemeleri sağlamak ve hareket akışını sürdürmek için harcar.
* Enerjisinin ¼’ ünü ise bilişsel faaliyetlere aktarabilir. Bunlar oryantasyon, çevre kontrolü ve sonraki hareketleri planlama olarak tanımlanabilir.
* Eğer bir oyuncu binlerce tekrar yapılarak, müsabaka koşullarındaki pozisyonlara uygun çalışmalar ile otomatikleşmiş futbol becerilerine sahip olur ise enerjisinin % 25 – 50 arasını vücudunun parçalarını kontrol etmek için ve geri kalan % 50 – 75 kadarını bilişsel faaliyetlere ayırabilir. YANİ DÜŞÜNMEK İÇİN DAHA FAZLA ENERJİSİ KALIR.
* Dolayısıyla, oryantasyon, çevre kontrolü ve buna bağlı yeni hareket alternatifleri oluşturma gibi işlevlere daha fazla enerji ayırıp, çok alternatifli planları saniyeler hatta saliseler içerisinde harekete dönüştürür. İşte bu nedenle futbolda çok tekrar önem arz eder.
* Bir davranışın otomatikleşmesi sanıldığı gibi 3 – 5 antrenmanda, 2 – 3 ayda ya da 1 – 2 sezon da olmaz.
* Buna bağlı olarak günümüzde futbol’ a başlama yaşı 6 yıl’ a kadar düşmüştür (karışık cinsiyet futbol oyun gurubu).
* Hatta Avrupa birliği bu tip yapılanmalar için fon bile oluşturmuştur. Dolayısıyla bazı temel unsurların gerekirse bir sezon boyunca bıkmadan usanmadan hemen her antrenman tekrar edilmesi gerekir.
* Zaten bu nedenle de egzersizlerde varyasyon bulunur. Amaç ve niteliği aynı olan ancak çeşitlilik olması ve monotonluğu engellemesi açısından varyasyon uygulaması çalışmaların uzun dönemler boyunca sürdürülebilirliğini sağlar.
* İnsan beyni üzerine çalışan evrim biyologları bir davranışın YILLARCA TEKRAR EDİLMEDİĞİ KOŞULLARDA BİLE, ileride asla unutulmayacak şekilde öğrenilmesi için o becerinin ya da davranışın 15 ila 20 yıl’ a yakın bir süre sürmesi gerektiğini savunmaktadır.
* Bazı sebepler ile beyinlerinin bazı bölümleri çıkarılmak zorunda kalan hastalarda beynin o bölgesinde depolanan ve 15 ila 20 yıldan kısa süredir tekrar edilen şeylerin unutulduğu ve becerilerin kaybolduğu görülmüştür.
* Bunun yanı sıra yine aynı bölgelerde depolanan ancak 15 ila 20 yıl ve daha uzun süreden beri devam eden davranışların ve becerilerin kaybolmadığı saptanmıştır. Bunun nedeni ise artık beynin o davranışı diğer bölgeleri ile de yapabilecek alternatif merkezler oluşturmasıdır. İşte gerçek öğrenme budur. Dolayısıyla hareketlerdeki otomatikleşme de aynı süreci takip eder.
* Bir davranışın otomatikleşmesinin sanıldığı gibi 3 – 5 antrenmanda, 2 – 3 ay sürede ya da 1 – 2 sezon da olmayacağına az önce yukarıda değinmiştik.
* YAPILAN TEKRARLAR VE BUNLARIN SIKLIĞINA BAĞLI OLARAK BECERİLER, BİR SÜRELİĞİNE, KISA VE ORTA SÜRELİ HAFIZA SÜREÇLERİNE BAĞLI OLARAK SON DERECE AKICI VE OTOMATİK OLARAK YAPILABİLİR HALE GELİR.
* Daha sonra akıcı hale gelen davranışlar birleştirilerek daha kompleks olanları yapılmaya başlanır.
* Bu durumda daha önce yapılanların tekrar edilmesine artık gerek yoktur çünkü yeni kompleks hareket eski davranışlarında tekrar edilmesini sağlamaktadır.
* Burada bahsedilen şey futboldaki antrenmanlar yolu ile geliştirilen becerilerin açıklaması ve FUTBOL ANTRENMANLARINDAKİ BASAMAKLAMANIN bir örneğidir.
* İşte bu nedenle günümüzde futbol’ a başlama yaşı, “OYUN GURUPLARI ADI ALTINDA” karışık cinsiyette 6 yıl’ a kadar düşmüştür.
* Dolayısıyla 21 – 26 yaş aralığında bir futbolcu “FUTBOL TEMEL BECERİ VE TAKTİKSEL VARYASYONLAR BAKIMINDAN OLGUNLUĞA ULAŞTIRILABİLİR”.
* Günümüz üst düzey futbol performansında futbol’ a başlama yaşı ve toplam antrenman yaşı en önemli belirleyicilerden biri haline gelmektedir.
4- ÜST DÜZEY TAKIM OYUNCULARI MÜSABAKA ESNASINDA ORTA VE ALT DÜZEY TAKIM OYUNCULARINA GÖRE DAHA HAREKETLİDİR. BU NEDENLE ORTA VE ALT DÜZEY TAKIMLARA KARŞI OYNADIKLARI MÜSABAKALARDA “BİR KİŞİ FAZLA OYNUYOR GİBİ” GÖZÜKÜRLER.
* Müsabakadaki toplam hareket sayısı üst düzey futbolcularda 1346 ± 34 adet ve orta düzey futbolcularda 1297 ± 27adet olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla üst düzey takımların oyuncuları müsabaka esnasında 42 ile 56 adet daha fazla aktivite yapmaktadırlar.
* Bu 90 dakikalık müsabakaya oranlandığında yüksek düzey takımların oyuncuları dakika başına 15 farklı hareket yapıyorken, orta ve alt düzey takım oyuncuları 14 hareket yapar.
* Dolayısıyla 10 oyuncunun toplamı olarak üst düzey takım her dakika başına 10 defa daha hareketlidir.
* Bu 90 dakikalık müsabakada 900 defa daha hareketli olduğunu gösterir ki bu bir orta düzey oyuncunun müsabaka esnasında yaptığı 1297 farklı harekete yakın bir rakamdır.
* İşte bu nedenle “SANKİ BİR KİŞİ FAZLA OYNUYORLARDI” gibi “aciz” ama basit bir matematik ile ispatlanan bu ifade, FUTBOL’ UN GERÇEKLERİNDEN BİRİDİR.
Bu yazı dizisi 4 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde futbol oyununun temelini oluşturan “Kontrol – Pas” döngüsünün kısa tanımı ve ardından üst düzey liglerdeki takımlar ile daha alt düzey liglerdeki takımlar arasındaki farklar fiziksel olarak incelenecektir.
Sonraki haftalarda yayınlanacak olan bölüm II’ de fiziksel farklar incelenmeye devam edecektir. Daha sonraki bölümler olan bölüm III ve IV’ de bu farklar oyunsal anlamda detaylandırılacaktır.
KONTROL ve PAS’ ın kısa hikayesi…
25 basamakta futbol oyununun temeli…
1. Futbol oyununun objesi futbol topudur.
2. Bu nedenle futbol oyunundaki başarının temeli futbolcuların top ile olan ilişkilerindeki başarılarıdır.
3. Top ile olan ilişkinin temeli; top kontrolüdür.
4. Bir futbolcunun tüm hareketlerinin başlangıcı top’ u ne kadar iyi kontrol ettiği ya da edemediği ile ilişkilidir.
5. Futbol oyuncusunun pas, top sürme, çalım ve şut girişimlerindeki başarısı, bu aksiyonlar öncesinde topu nasıl kontrol ettiği ya da edemediğine bağlıdır.
6. Top’ u kontrol etmek, bir oyuncunun top ile ilişkiye girdiği andan ibaret değildir.
a. Futbol antrenmanlarında yapılan en büyük yanlış futbolcunun top ile buluştuğu andaki duruma odaklanmaktır.
7. Top kontrolü; henüz top diğer iki oyuncu arasında oynanırken, yani topu kontrol edecek olan oyuncu henüz daha 3. kişi durumundayken yapmış olduğu aksiyonlara bağlıdır.
a. Yani oyuncunun topu kontrol altına alma becerisi henüz daha top ona gelmemişken yapmış olduğu tercihlerin ve tepkilerinin sonucudur.
8. Top kontrolü, oyuncu daha 3. kişi durumundayken,
a. Bir sonraki hareketine ilişkin seçenekleri görebilmesi,
b. Bu seçenekleri analiz etmesi ve analizi sonucunda bir karar vermesi ile ilişkilidir.
c. Daha sonra vermiş olduğu karar’ a uygun alanı kullanması,
d. Alanda uygun vücut pozisyonuna geçmesi ve o karar vermiş olduğu bir sonraki hareketine uygun olarak vücudunun bölümleri ile top’ a temas etmesinin ürünüdür.
9. Top sürme; temel olarak zorunlu olmadığı sürece tercih edilmeyen ve duruma özel bir top taşıma ya da rakip eksiltme yöntemidir.
10. Çalım; benzer şekilde gerektiğinde bir rakip eksiltme yöntemi olarak tanımlanabilir.
11. Şut ise bir sonuç alma girişimidir. Dolayısıyla futbolda top kontrolünden sonraki en önemli unsur pas’ dır.
12. Pas, futbol topunun alanlara taşınması ve skor almak amacıyla en uygun bölgeye aktarılması için gerçekleştirilen planlı hareketler bütünüdür.
13. Pas, kesinlikle pası veren ve pası alan iki oyuncu arasındaki bir süreç olarak düşünülmemelidir.
14. En basit pas dahi, en az 3 oyunculuk bir organizasyondur.
15. Pas çoğu durumda 3 ve hatta bazı durumlarda 4 oyuncunun ortak kararlarının bir ürünüdür. Bu nedenle çalışmalar daima buna odaklanılarak planlanmalıdır.
16. İki oyuncu arasında yapılan pas hatası hemen her zaman pas hatası yapan bu iki oyuncudan bir önceki ya da bir sonraki oyuncuların yapmış olduğu hatalar tarafından da etkilenir.
17. Pas’ ı veren oyuncu; pas’ ı alacağı ve bir sonraki pas’ ı aktaracağı diğer oyuncu ya da alan (orta – cross) ile birlikte en az 3 oyunculuk (alanlık) bir aktarım zinciri oluşturur.
a. Oyuncu pası aktaracağı diğer oyuncu ya da alana göre kendine top ile buluşacağı alanı yaratır.
b. Topu bir sonraki aktaracağı oyuncunun topu muhtemel isteyiş biçimine göre daha önce yaratmış olduğu o alanı kullanacak ve alanda top ile buluşacak şekilde vücut açısını ayarlar.
c. Aktaracağı pas’ a göre pası alacağı oyuncuya topu hangi ayağına ve açıda istediğini belli eder.
d. En uygun zamanda ve açıda top ile buluşarak, en doğru açıda, en doğru zamanda ve en doğru şiddette topu diğer oyuncuya aktarır.
e. Ya da bunu önce topu kontrol edip yapar.
18. Bu şekilde birbiri ardına eklenmiş ve hatta otomatikleştirilmiş hatasız top kontrol ve pas zincirleri takımın top kontrol becerisinin yükseltir. Bunun otomatikleşmesi binlerce otonom kapalı egzersiz tekrarı (closed drill) ve üzerine kurgulanmış, açık çalışma (open drill) tekrarları ile elde edilir.
a. Otonom kapalı driller’ e örnek pas çalışmalarıdır.
b. Açık driller’ e örnek ise pozisyon oyunları ve muhtelif kurallar ve alan ölçülerinde uygulanan özel kurallı sınırlı alan çalışmalarıdır.
19. Top kontrol becerisinin yüksek olması top kayıplarını azaltır. İyi top kontrolü, başarılı pas ile birleşirse, oyunun temposu artar.
20. Yüksek tempolu oyunun amacı, rakibin koşarak alanları kapatmasına olanak tanımadan, bu alanlara topu aktararak en hızlı şekilde rakip 3. bölgesinde skor alabileceği pozisyonlara ulaşmaktır.
21. Bu nedenle takımın oyun temposu, rakibinin alanlar içerisinde koşarak yer değiştirebileceği hızın üzerine çıktığında, rakip takım oyuncuları alan kontrol hatası yapmaya başlar. Yani rakip takımın bloklarının arasında ve hatta bloklarının direk içinde boşluklar oluşmaya başlar.
22. Rakibin yaptığı alan kontrol hatalarına bağlı olarak takım hücum oyuncuları bu alanlara koşular yapar ise hücumsal anlamda daha yüksek alternatif oluşur (in-filtrasyon / penetrasyon).
23. Eğer rakibin boş bıraktığı alanlara koşu yapan kendi takım oyuncularınız bu alanlarda top ile doğru zamanda buluşturulabilir ise, rakibin “baskı – kademe – denge zinciri” devre dışı kalır.
24. Bu nedenle KONTROL ve PAS futbol oyununun temelini oluşturur.
25. Başarılı bir kontrol – pas zinciri, top henüz daha 2 oyuncu arasındaki aksiyonuna başlamamışken bu iki oyuncudan sonraki muhtemel 3. hatta 4. oyuncuların etkin hareketlerinin bir ürünüdür
ÜST DÜZEY TAKIMLAR İLE ORTA VE ALT DÜZEY TAKIMLAR ARASINDAKİ EN BELİRGİN FİZİKSEL FARKLILIKLAR
1- ÜST DÜZEY TAKIM OYUNCULARI FİZİKSEL ANTRENMANLARA ÇABUK CEVAP VEREN (HIGH RESPONDER), ALT DÜZEY TAKIM OYUNCULARI İSE GENELLİKLE ORTANIN ALTINDAKİ HIZLARDA CEVAP VEREN (LOW RESPONDER) ORGANİZMALARA SAHİPTİRLER
* Genel olarak üst düzey takım oyuncularının yenilenme hızları, alt düzey takım oyuncularından daha hızlıdır.
* Günümüzde birçok üst düzey Avrupa kulübü futbolcu transferinde oyuncunun özellikle maxVO2 ve müsabaka sprint sürat ve mesafelerini kontrol etmektedir. Hatta bazı durumlarda sırf bu yüzden transferden vazgeçtikleri oyuncular olmaktadır.
* Bu kulüpler; takımda oynamakta olan oyuncuların antrenman esnasında karşılaştıkları takımın diğer oyuncularının dahi fiziksel düzeylerinin ligde ve Avrupa kupası müsabakalarında karşılaştıkları rakip ortalamaları düzeyinde tutmaya çalışırlar.
* Planlamada, yatırım olarak gözüken ve aşama kaydetmesi beklenen oyuncular ortalamanın altında kalır ise gönderilir.
* Aşama kaydedenler belli dönemlerde takımda yer bulur. Eğer performansları o bölgede oynayan oyuncuyu yakalama sinyali veriyorsa kadroda tutulur ve hemen her fırsatta takımda denenmeye devam eder.
* Buna ek olarak aynı lig düzeyinde bir ekibe kiralık olarak verilmesi de planlanabilir.
* Bazı oyuncu gurupları sezon içerisinde birbirine uzaklığı 7 gün olan (7. gün müsabaka) iki müsabaka arasında 1 tam dinlenme, 1 hafif, 2 yüksek, 2 orta şiddet antrenmanı rahatlıkla tolere edip müsabakaya diri çıkabilir. Hatta tam müsabaka saatlerinde fazlaya tamlamanın zirve noktasına ulaşmış olabilirler (overcompansation/taperingadge/overreaching). Bu tempo elbette ki hep böyle yüksek olmaz ancak anlatım açısından tecrübelerle yaşanmış bir örnektir(HIGH RESPONDER özellikli takım).
* Bununla birlikte aynı ligde bulunan ve alt sıralarda yer alan bir takımın oyuncuları aynı antrenman düzeyinde müsabakaya yorgun çıkabilir. Hatta diğer takım tam müsabaka esnasında zirveye ulaşıyorken, bu takım overcompanzasyon öncesinde organizmanın düşük form durumunu yaşadığı taban noktasında da olabilir (LOW RESPONDER özellikli takım).
* Bu tip takımlar genellikle 1 yüksek antrenman uygular. Hatta iki ya da üç hafta boyunca hiç yüksek şiddetli antrenman uygulamayan takımlar da görülmektedir. Dolayısıyla anlaşılmaktadır ki her takımın bir öz kimliği vardır.
* Aşağıda İtalya seri A takımlarından birinin haftada bir ve çift müsabaka yaptığı dönemlere ilişkin uyguladıkları iki farklı antrenman haftası ve antrenman şiddetlerine ilişkin örnek verilmiştir. Görüldüğü üzere haftada tek müsabaka yapıldığında, hafta içi müsabaka şiddetine yakın düzeyde iki antrenman yapmaktadırlar. Günümüz üst düzey takımlarının oyuncuları yüksek fiziksel yeterliliklere sahip olduğu için onların antrenman adaptasyonlarını korumanın en uygun yolu alışmış oldukları yüksek antrenman şiddetine devam etmektir.
2- ALT DÜZEY TAKIMLARDA “PES EDEN” OYUNCU ORTALAMA SAYISI, ÜST DÜZEY TAKIMLARDAN DAHA YÜKSEKTİR. BUNUN YANI SIRA, ÖZELLİKLE BİR ALT LİGE DÜŞMÜŞ YA DA BİR ÜST LİGE ÇIKMIŞ OLUP, YENİ YAPILANMAYA GİDEN VE CİDDİ OYUNCU SİRKÜLASYONUNUN YAŞANDIĞI TAKIMLARDA “PES EDEN” OYUNCU RİSKİ DAHA DİKKATLİ DEĞERLENDİRİLMELİDİR.
* Birçok üst düzey beceri kapasitesine sahip olan ve bunun yanı sıra antrenmanlar yolu ile fiziksel performansları da geliştirilebilir düzeyde olan çok sayıda yetenekli futbolcu “PES EDEN – LOOSER” olmaları sebebiyle alt düzey takımlarda bulunurlar. DOLAYISIYLA BU OYUNCULAR İLK BAKIŞTA MEVCUT TAKIMIN ORTALAMASININ ÜZERİNDE GÖZÜKÜRLER.
* Teknik ekipler tarafından test sonuçları, hatta sezon başı kampı antrenman ve hazırlık müsabakaları performansına bağlı olarak “HIGH RESPONDER” olarak değerlendirilebilirler. Ancak bir süre sonra gerçek müsabaka koşullarında istenen katkıyı verememeye başlarlar.
* Bu tip oyuncuların çoğunlukla “MAZARETLERİ” HAZIRDIR. Eğer mental destek ile de gerekli yükseliş elde edilemiyorsa bu oyuncu her ne kadar “HIGH RESPONDER” sınıfında olsa da, değiştirilmesi gereken oyuncu gurubunda düşünülmelidir.
* Yüksek şiddetli antrenman esnasında oyuncular her an antrenmandan kaytarma sınırında bulunurlar. Bu; merkezi sinir sisteminin yüksek baskı altında olmasına bağlı olarak, organizmanın doğal tepkilerinden biridir.
* Eğer bu yüksek şiddetli antrenmanda takımdaki bazı oyuncular gözle görülür şekilde “pes ediyor” ise maksimum düzeyde efor göstermeye çabalayan yakındaki futbolcular tamamen “BİLİNÇ ALTI FAKTÖRLERE” bağlı olarak maksimum performansın altına düşerler.
Bu; LİMBİK SİSTEM TARAFINDAN DEVREYE SOKULAN VE ORGANİZMANIN HAYATTA KALABİLMESİ İÇİN OLASI BİR DİĞER YÜKSEK ŞİDDETLİ EFOR ÖNCESİNDE REZERVLERİNİ KORUMA GÜDÜSÜNÜ ETKİNLEŞTİRMESİNİN SONUCUDUR. Organizma alt beyin düzeyinde diğer futbolcuyu bir takım arkadaşı olarak değil, mücadele ettiği bir diğer insan ya da kaçtığı hayvan olarak algılar. Dolayısıyla mücadele ortamında bulunduğu rakibi ya da kaçtığı hayvan onu zorlamayı bıraktığında kendini olası bir diğer mücadeleden de koruyabilmek için daha fazla yormamak amacıyla dinlenmeye alır.
* Çünkü organizma için önemli olan hayatta kalmak ve dolayısıyla her mücadeleye hazır olabilmektir. Buradan yola çıkarak FUTBOL ile ilgili birkaç başka çıkarım daha yapabiliriz.
* Genellikle % 100 performans gereken antrenmanlarda antrenörler oyuncu eşleştirmesine dikkat ederler ve % 100’ ün altındaki çalışmalarda buna gereken özeni göstermezler.
* Eğer üst düzey bir oyuncunun karşısına bir looser koyarsanız üst düzey oyuncuyu zorlayamaz ve bu nedenle taktik antrenman bile olsa tempo istediğinizin altına düşer.
* Zaten bir antrenör olarak takımdaki LOOSER’ ları uzaklaştırmak görevinizdir. Öyle ya da böyle elinizde olmayan sebepler yüzünden belirli bir süre ya da sezon boyunca bu tip oyuncularla da çalışmak durumunda kalıyorsanız, bazı antrenmanlarda takımı bölün ve 2 ya da 3 ayrı gurup halinde ayrı saatlerde çalıştırın.
“PES ETMEK” BULAŞICI BİR HASTALIKTIR.
Hangi lig düzeyinde olursa olsun,
Hedefleri olan takımlarda
“PES EDENLERE” yer yoktur.
3- FUTBOL’ A ÖZGÜ BECERİ DÜZEYİ SİSTEMLİ BİR ŞEKİLDE GELİŞTİRİLMİŞ OYUNCULAR, MÜSABAKANIN İLERLEYEN BÖLÜMLERİNDE DAHA AZ YÜKE MARUZ KALIRLAR.
* Futbol beceri düzeyleri sistemli bir şekilde geliştirilmemiş futbolcular oyunun ilerleyen bölümlerinde daha fazla hata yaparlar (antrenman yaşı daha az olanlar).
* Organizma içinde duruş, dönüş, hızlanma ve yavaşlamaların da olduğu bir hareket kombinasyonunda sahip olduğu enerjinin yaklaşık olarak % 75’ ini vücudunun parçalarını kontrol etmek, dengesini korumak, yeni uyaranlara tepkiler vererek yeni düzenlemeleri sağlamak ve hareket akışını sürdürmek için harcar.
* Enerjisinin ¼’ ünü ise bilişsel faaliyetlere aktarabilir. Bunlar oryantasyon, çevre kontrolü ve sonraki hareketleri planlama olarak tanımlanabilir.
* Eğer bir oyuncu binlerce tekrar yapılarak, müsabaka koşullarındaki pozisyonlara uygun çalışmalar ile otomatikleşmiş futbol becerilerine sahip olur ise enerjisinin % 25 – 50 arasını vücudunun parçalarını kontrol etmek için ve geri kalan % 50 – 75 kadarını bilişsel faaliyetlere ayırabilir. YANİ DÜŞÜNMEK İÇİN DAHA FAZLA ENERJİSİ KALIR.
* Dolayısıyla, oryantasyon, çevre kontrolü ve buna bağlı yeni hareket alternatifleri oluşturma gibi işlevlere daha fazla enerji ayırıp, çok alternatifli planları saniyeler hatta saliseler içerisinde harekete dönüştürür. İşte bu nedenle futbolda çok tekrar önem arz eder.
* Bir davranışın otomatikleşmesi sanıldığı gibi 3 – 5 antrenmanda, 2 – 3 ayda ya da 1 – 2 sezon da olmaz.
* Buna bağlı olarak günümüzde futbol’ a başlama yaşı 6 yıl’ a kadar düşmüştür (karışık cinsiyet futbol oyun gurubu).
* Hatta Avrupa birliği bu tip yapılanmalar için fon bile oluşturmuştur. Dolayısıyla bazı temel unsurların gerekirse bir sezon boyunca bıkmadan usanmadan hemen her antrenman tekrar edilmesi gerekir.
* Zaten bu nedenle de egzersizlerde varyasyon bulunur. Amaç ve niteliği aynı olan ancak çeşitlilik olması ve monotonluğu engellemesi açısından varyasyon uygulaması çalışmaların uzun dönemler boyunca sürdürülebilirliğini sağlar.
* İnsan beyni üzerine çalışan evrim biyologları bir davranışın YILLARCA TEKRAR EDİLMEDİĞİ KOŞULLARDA BİLE, ileride asla unutulmayacak şekilde öğrenilmesi için o becerinin ya da davranışın 15 ila 20 yıl’ a yakın bir süre sürmesi gerektiğini savunmaktadır.
* Bazı sebepler ile beyinlerinin bazı bölümleri çıkarılmak zorunda kalan hastalarda beynin o bölgesinde depolanan ve 15 ila 20 yıldan kısa süredir tekrar edilen şeylerin unutulduğu ve becerilerin kaybolduğu görülmüştür.
* Bunun yanı sıra yine aynı bölgelerde depolanan ancak 15 ila 20 yıl ve daha uzun süreden beri devam eden davranışların ve becerilerin kaybolmadığı saptanmıştır. Bunun nedeni ise artık beynin o davranışı diğer bölgeleri ile de yapabilecek alternatif merkezler oluşturmasıdır. İşte gerçek öğrenme budur. Dolayısıyla hareketlerdeki otomatikleşme de aynı süreci takip eder.
* Bir davranışın otomatikleşmesinin sanıldığı gibi 3 – 5 antrenmanda, 2 – 3 ay sürede ya da 1 – 2 sezon da olmayacağına az önce yukarıda değinmiştik.
* YAPILAN TEKRARLAR VE BUNLARIN SIKLIĞINA BAĞLI OLARAK BECERİLER, BİR SÜRELİĞİNE, KISA VE ORTA SÜRELİ HAFIZA SÜREÇLERİNE BAĞLI OLARAK SON DERECE AKICI VE OTOMATİK OLARAK YAPILABİLİR HALE GELİR.
* Daha sonra akıcı hale gelen davranışlar birleştirilerek daha kompleks olanları yapılmaya başlanır.
* Bu durumda daha önce yapılanların tekrar edilmesine artık gerek yoktur çünkü yeni kompleks hareket eski davranışlarında tekrar edilmesini sağlamaktadır.
* Burada bahsedilen şey futboldaki antrenmanlar yolu ile geliştirilen becerilerin açıklaması ve FUTBOL ANTRENMANLARINDAKİ BASAMAKLAMANIN bir örneğidir.
* İşte bu nedenle günümüzde futbol’ a başlama yaşı, “OYUN GURUPLARI ADI ALTINDA” karışık cinsiyette 6 yıl’ a kadar düşmüştür.
* Dolayısıyla 21 – 26 yaş aralığında bir futbolcu “FUTBOL TEMEL BECERİ VE TAKTİKSEL VARYASYONLAR BAKIMINDAN OLGUNLUĞA ULAŞTIRILABİLİR”.
* Günümüz üst düzey futbol performansında futbol’ a başlama yaşı ve toplam antrenman yaşı en önemli belirleyicilerden biri haline gelmektedir.
4- ÜST DÜZEY TAKIM OYUNCULARI MÜSABAKA ESNASINDA ORTA VE ALT DÜZEY TAKIM OYUNCULARINA GÖRE DAHA HAREKETLİDİR. BU NEDENLE ORTA VE ALT DÜZEY TAKIMLARA KARŞI OYNADIKLARI MÜSABAKALARDA “BİR KİŞİ FAZLA OYNUYOR GİBİ” GÖZÜKÜRLER.
* Müsabakadaki toplam hareket sayısı üst düzey futbolcularda 1346 ± 34 adet ve orta düzey futbolcularda 1297 ± 27adet olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla üst düzey takımların oyuncuları müsabaka esnasında 42 ile 56 adet daha fazla aktivite yapmaktadırlar.
* Bu 90 dakikalık müsabakaya oranlandığında yüksek düzey takımların oyuncuları dakika başına 15 farklı hareket yapıyorken, orta ve alt düzey takım oyuncuları 14 hareket yapar.
* Dolayısıyla 10 oyuncunun toplamı olarak üst düzey takım her dakika başına 10 defa daha hareketlidir.
* Bu 90 dakikalık müsabakada 900 defa daha hareketli olduğunu gösterir ki bu bir orta düzey oyuncunun müsabaka esnasında yaptığı 1297 farklı harekete yakın bir rakamdır.
* İşte bu nedenle “SANKİ BİR KİŞİ FAZLA OYNUYORLARDI” gibi “aciz” ama basit bir matematik ile ispatlanan bu ifade, FUTBOL’ UN GERÇEKLERİNDEN BİRİDİR.