Seyit Mehmet ÖZKAN
Yönetim Kurulu Başkanı
YAZARLAR
Seyit Mehmet ÖZKAN
EMEĞE SAYGI!
12.12.2024
Hasan YÜKSEL
GEGİÇ USTA
2.12.2024
Kenan AKSEKİ
AZMİN ZAFERİ
25.04.2024
C.Sezai ÖNCÜ
BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ
22.05.2023
Ümit ÖZIŞIK
SÖNMEYEN MEŞALE
8.05.2023
Cüneyt YİS
GİDECEĞİNİZ YÖNÜ BİLMEK HIZDAN DAHA ÖNEMLİDİR!
1.05.2023
Nuran ÖZEŞER
ÇOCUKLARIMIZIN FUTBOL TEMEL EĞİTİMİ
24.04.2023
Bülent KAYITKEN
"KONTROL VE PAS"IN KISA HİKAYESİ
17.04.2023
Rıfat Osman AŞÇILAR
BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR
10.04.2023
Fevzi KUVVETLİ
ÖZEN YOKSA ÖDÜL DE YOKTUR…
3.04.2023
YENİ BİR BAŞLANGIÇ
Altınordu, eşsiz mücadelesi ve genç yeteneklere verdiği değerle Türkiye'nin Altınordu'su oldu. Yeniden doğuşun hikayesi.
Pazartesi, 24 Temmuz 2023
Kıymetli Futbolseverler merhaba,
Lütfen önce YouTube’tan Şebnem Ferah’ın “Sil Baştan” şarkısını indirin. Başlat’a tıklayın ve aynı zamanda benim bu yazımı okumaya başlayın.
Şarkının aralarında Şebnem Ferah’ın muhteşem çıkışlarını, içten gelen canhıraş bağırışlarını, varsayın ki ben bağırıyorum.
Hayatı sıfırlamak.. Her şeyi unutmak..
Bu şarkıyı söylerken Şebnem’in arkasında vokal yapmayı o kadar çok isterdim ki..
Düştük ya, Atalarımız “..düşenin dostu olmaz!” demişler, boşuna dememişler. Artık çocuk değiliz, dedeyiz.
Her atasözünün üç bin yıllık toplu yaşamın süzgecinden damıtıldığını çok iyi biliyorum.
Bu yazıyı dosta düşmana “… buradayız, selam olsun İnsanlığa” demek için kaleme aldım.
Bilen var, bilmeyen var, bizim Altınordu serüvenimizi kısaca yazmalıyım.
Tam 11 yıl önce, 2012 yazında Altınordu Arması’nı emanet aldık. 2012/13 ilk sezonumuzda TFF 3.Lig’de 76 puanla açık ara şampiyon olduk. 2013/14 ikinci sezonumuzda TFF 2.Lig’de 81 puanla açık ara şampiyon olduk.
2014 ila 2023 arasında tam 9 sezon TFF 1. Lig’de yer aldık. TFF 1.Lig’de 5 yabancı oynatma hakkı var.
Altınordu tam 9 sezon hem yabancı futbolcu oynatmadan ve hem de her maçta sahaya en az 4 tane kendi yetiştirdiği 18-19-20 yaş öz kaynak oyuncularını sahaya sürerek, adeta bir mucize gerçekleştirdi.
Hem yabancı oynatmadan, hem de çaylak oyuncu oynatarak, her maça adeta 0-2 yenik başlıyorduk. Tam 9 sezon TFF 1.Lig’e renk verdik, her gittiğimiz deplasmanda oyunu güzelleştiren oyunlar oynadık.
İlgilenecekler için bir kronoloji yapayım;
1. 2014/15 Sezonu : 7.ci bitirdik. Kayseri, Osmanlı, Antalya çıktı. Manisa, Buca, Ordu düştü.
2. 2015/16 Sezonu : 10.cu bitirdik. Adanaspor, Karabük, Alanya çıktı. 1461 Trabzon, K. Erciyes, Karşıyaka düştü.
3. 2016/17 Sezonu : 7.ci bitirdik. Sivas, Y. Malatya, Göztepe çıktı. Urfa, Bandırma, Mersin düştü.
4. 2017/18 Sezonu : 7.ci bitirdik. Rize, Ankaragücü, Erzurum çıktı. Samsun, Manisa, Gaziantep düştü.
5. 2018/19 Sezonu : 7.ci bitirdik. Denizli, Gençlerbirliği, Gazişehir çıktı. Afyon, Elazığ, Karabük düştü.
6. 2019/20 Sezonu : 14.cü bitirdik. Hatay, Erzurum, Karagümrük çıktı. Osmanlı, Adanaspor, Eskişehir düştü ama düşme uygulanmadı. (Pandemi)
7. 2020/21 Sezonu : 6.cı bitirdik. Adana Demir, Giresun, Altay çıktı. Akhisar, Ankara(Osmanlı), Eskişehir düştü.
1. Mayıs 2021’de hemşehrimiz Altay ile Play off final oynadık. 90.cı dakikada yediğimiz golle 0-1 kaybettik.
8. 2021/22 Sezonu : 14.cü bitirdik. Ankaragücü, Ümraniye, İstanbulspor çıktı. Bursa, Menemen, Balıkesir düştü.
Ligin bitimine 10 hafta kala “düştü” gözüyle bakılan takımımız, müthiş bir çıkış yaparak ligde kaldı.
Bir sezon Süper Lig’in kapısından, sonraki sezon ise düşmenin kapısından dönmek!.. İki tane uç nokta!.. Böyle yönetim olmaz! Kontrollü yönetim şirazesinden çıkmıştı. 15 yıldır birlikte olduğumuz Hüseyin Eroğlu hocamıza “Artık Altınordu’yu aştın, git antrenör piyasasına gir, ekmeğini taştan çıkar.” dedik. Birbirimize sarıldık, daima kardeş kalacağımıza dair birbirimize söz verdik.
9. 2022/23 Sezonu : 16.cı bitirdik, düştük! Samsun, Rize, Pendik çıktı. Altınordu ve Denizli düştü. Malatya ve Adana deprem nedeniyle çekilmişlerdi.
Tek tesellimiz Hüseyin Eroğlu hocamızın Samsun ile Süper Lig’e çıkması oldu***
Ligin bitimine 5 hafta kala “ligde kalır” gözüyle bakılan takımımız, bu sefer ters bir rekor kırarak son 5 maçtan tek bir galibiyet alamadı!
Taa 1997 yılında söylemiş olduğum bir sözü 2023 yılında tekrar söyledim : Ben bu futbol girdabının içinde boğulmayacağım NOKTA
Bu geride kalan 9 sezonda TFF Süper Lig ve 1. Lig seviyesinde “Yerli ve Milli” tek takım vardı, o da Altınordu..
Tüm ülke futbolseverlerinin, hatta futbolla ilgilenmeyenlerin bile gönüllerine girdik, “Türkiye’nin AltınOrdu’su” olduk.
Bu süreçte başta gururlarımız, A Milli oyuncularımız Çağlar Söyüncü ve Cengiz Ünder olmak üzere, birçok öz kaynak oyuncumuzu Türk ve Avrupa futbol pazarına sunduk. Başta Hüseyin Eroğlu hocamız olmak üzere, birçok antrenörü liglere gönderdik.
Altınordu gerçekten hem genç oyuncular, hem de genç antrenörler için bir “okul” olmuştu..
Pandemiye kadar iyi götürdük. Ligi genelde 7.ci olarak bitiriyorduk. Pandemiden itibaren işler değişti!
Pandemi dönemi görünürde bize avantajlar getirmişti.
1. Pandemi döneminde maçlar seyircisiz oynandı. Bu bizim genç/çaylak oyuncularımız için çok önemli bir avantajdı.
2. Pandemi dönemi özellikle yabancı oyuncuların, kendi sağlıklarına öncelik vermeleri nedeniyle, oyun konsantrasyonlarının dağınık olmasına yol açtı. Bu da bizim için çok önemli bir avantajdı.
3. Kuşadası’ndaki daimi kamp merkezimizde pandemiye karşı sıkı önlemler alarak, en az etkilenen kulüplerden biri olduk.
Bu avantajları iyi kullanan A takımımız 2020/21 sezonu sonunda Süper Lig’e çıkma yolunda final bile oynadı.
Süper Lig’in kapısından döndük. İşte bu aşırı sıçrama, A takım yönetimini kontrollü yörüngesinden çıkardı.
Özellikle transfer oyuncularımızın değerleri arttı. Bütün transfer oyuncularımız 2 misli ücretlerle diğer kulüpler tarafından kapışıldı. Vasat transfer oyunculara kaldık!
İki senelik pandemi duruşu akademimizi de çok etkiledi. A takıma oyuncu veremediğimiz bir pandemi dönemi yaşadık.
Kimsenin suçu yok, pandemi tüm dünyada yaşandı, 2 yıl bütün dünya durdu! Allah evrenimizi beterlerinden saklasın.
Ez cümle; Pandemi döneminde final oynadıktan sonra A takımı eski kontrollü yörüngesine oturtamadık ve düştük!
Çoğunlukla futbol ekosisteminin bileşenlerine kendimizi anlatmakla geçirdiğimiz 11 yıllık serüvende çok deneyimler yaşadık.
Ülkemizin en önemli dinamiği “Genç Nüfus” olmasına rağmen, Türk Futbol Sektörü kendi gençlerine yatırım yapmıyordu.
“Arz ve Talep” ekonominin ana kuralıdır. Az bulunan ürün pahalı olur. Çok bulunan ürün ucuz olur.
Sen içeride oyuncu yetiştirmezsen, piyasa yükselir, hazır oyuncu ithal edilerek bu açık kapatılır.
Uyanık menajer, acemi yönetici ve kaşar yönetici üçgeninden bahsetmek istemiyorum, çünkü benim ilgi alanımın dışında!
Atalarımız “Hazıra dağ dayanmaz!” demişler. Yurt dışından hazır oyuncu ithal ederek, günü kurtarmaya çalışırken kimler battı, kimler battı! Malatya, Yeni Malatya oldu. Gaziantep Gazişehir oldu. Göztepe kırk dereden su getirerek özünü tekrar yakaladı. Ordu, Mersin, Karabük, Manisa ve en üzüldüğüm koskoca Eskişehir.. Futbol gerçekten irrasyonel (akıldışı) bir uğraşı!.. Neden mi?
- Tüm batışların hikayesi aynı olmasına rağmen, aynı yollardan yürümeye devam ediliyor! Bu nasıl bir akıldışılık!
O batırılan paraların yarısı ile Türk futboluna yatırım yapılsa, her kulüp kendi şehrinin öz evlatlarına biraz özen gösterse ve denk bütçeler yapılsa, birileri çıkıp bu denk bütçeleri delmese..
Biz ise geçen 11 yıl içinde bu toprakların çocuklarına güvendik, bu topraklara ve bu toprakların gençlerine yatırım yaptık, Türkiye’nin tek gerçek futbolcu yetiştirme organizasyonu olduk. Sadece futbolcu değil, aynı zamanda başta Hüseyin Eroğlu kardeşimiz olmak üzere birçok antrenör de yetiştirdik. Türkiye’ye rol model olduk, ülkemiz insanlarına kendi çocuklarımıza güvenmek konusunda önemli bir farkındalık kazandırdık.
Özellikle son 3 yıl Altınordu organizasyonunu yordu! Benim de yaş oldu 68, don kişotluk yapmaya devam edecek enerjimiz azaldı.
Önümüzde 2 yol var;
1. Benim yap(a)madığımı yapacak bir stratejik ortak ile A takımı Süper lige çıkarmak.
2. Eğer stratejik ortak bulamazsak, öz kaynak oyuncularımıza ağırlık vereceğimiz bir A takım ile yola devam etmek.
Yani eskiden en az 4 öz kaynak oyuncumuz ilk 11 oynarken, şimdi en az 8 öz kaynak oyuncumuz ilk 11 oynayacak, gibi..
Bu toprakların çocuklarına “sözüm” var. Ben yine tabii ki “yetiştiricilik”le uğraşacağım. Bu toprakların çocuklarına güvenim hiçbir zaman azalmayacak. Bazen üzüleceğim, bazen kızacağım, bazen ihanete uğrayacağım ama tek tek ağaçlara değil ormana bakacağım.
Bu “yetiştiricilik” işinin en önemli sürecinin “temel futbol eğitimi” U10 ~ U13 arası olduğunu artık gayet iyi biliyorum. Bu nedenle artık U10 ~ U13 arası takımlarımızla ilgileneceğim.
A takımı Murat Korkmaz, Barış Ertosun ve uzun yıllardır birlikte olduğumuz Atilla Küçüktaka hocamız yönetecek.
Akademiyi Furkan Can, Bülent Kayıtken ve 34 yıllık yol arkadaşım Sedat Gündoğdu yönetecek.
U15 takımımızı, geçen sene amatörlerde U14 Türkiye Şampiyonu olan Bursa futbol okulumuz sporcularının ağırlıklı olduğu takım temsil edecek. Bunun için Bursa Yenişehir ilçesinde sahamızı yaptık. Bu sahaya Bursa’lı Ümit Milli oyuncumuz Ravil Tagir’in adını verdik. Ravil Temel Futbol Eğitim Tesisi. Ceyhun Kurtlar hocamızla uzun yıllara dayanan uyumlu beraberliğimiz meyvelerini vermeye başladı.
İzmir merkezde olan antrenman sahası açığımızı da, İnciraltı’nda bir tesis yaparak giderdik. Burası tam bir temel futbol eğitim üssü olacak.
Bu tesise de gururlarımız Çağlar ve Cengiz’in isimlerini verdik. Çağlar ve Cengiz Temel Futbol Eğitim Tesisi.
Bundan böyle U10 ve U14 arası takım antrenmanlarımız Çağlar ve Cengiz Temel Futbol Eğitim tesisinde yapılacak.
Kuşadası’nda bulunan A Takım daimi kamp merkezini kapattık. A Takım artık Metin Oktay yerleşkesinde U17 ve U19 takımlarımızla birlikte kalacak.
Böylece A takıma en yakın olan U19 ve U17 oyuncularımız aynı antrenman programını, aynı teknik/taktik çalışmaları yapacaklar.
Evet, hayat devam ediyor, yeni bir başlangıç yapıyoruz. Krizlerden güçlenerek çıkmayı biliyoruz. Ömrümüz krizlerle geçti çünkü..
Bu düşmek olayına, artık “her şerde bir hayır vardır!” penceresinden bakıyoruz.
Günlerin neler getireceğini hiç kimse bilemez. Ben de bilmiyorum, her sabah 06’da kalkıyorum, doğan güneşe bakarken Yaradan’a şükrediyorum;
- “Allah’ım aklımı başımdan alma, beni namerde muhtaç etme!” diye dua ediyorum.
Tüm futbol yöneticilerine de aynı şekilde dua ediyorum.
- “Allah’ım kulüpleri yöneten arkadaşlarımızın akıllarını başlarından alma, onları namerde muhtaç etme!”
Tüm kulüplerimize başarılar diliyorum. “Oyun”un ön planda olduğu bir sezon olmasını diliyorum. İnşallah Yarabbi..
Oyuncularımızın profesyonel futbol mesleği icra ettiklerinin farkında olarak sahada mücadele etmelerini diliyorum.
Her şey para değil! Anlayacaksınız! Ama ne kadar erken anlarsanız o kadar kazançlı çıkarsınız.
- Başka bir konu:
Şimdi biz 2.Lige düştük ya, passolig zorunluluğu ortadan kalktı. Bu durumda biz de giderlerimizi azaltmak amacıyla maçlarımızı Torbalı Metin Oktay Yerleşkesi içinde bulunan Serpil Hamdi Tüzün Sahası’nda oynama kararı aldık. TFF’ye başvurduk. Bizim ekip gerekenleri yapmak üzere hummalı bir çalışma içine girdi. Dün önüme bir satın alma talebi geldi. 60 adet koltuk isteniyor.
- Arkadaşlar bu koltuklar nedir?
- Protokol bölümü koşullarından biri Mehmet bey.
Mehmet Büyükekşi başkanımız çok çalışıyor, geçenlerde ziyaretine gittim, birlikte geçirdiğimiz 2 saat içinde zehir gibi çalışan bir beyin ile karşılaştım ve çok mutlu oldum. Uzun zamandır futbol sektöründe böyle bir üstün zeka kapasitesi olan bir yönetici görmemiştim. “Yetiştiricilik” konusunda çok şeyler yapmak istiyor, inşallah büyükler izin verirler. Bu yüzden en son üzmek isteyeceğim kişi sayın Büyükekşi’dir.
Ancak Allah’ınız aşkına bu protokol koltuğu hikayesi nedir? Diğer izleyici insanlara karşı ayıp olmuyor mu? Tel örgüleri kaldırdık, ne güzel, daha medenileştik, öyle değil mi..
Hepi topu 2 saat oturulacak, herkes gibi aynı plastik koltuklara oturulsa popolar mı aşınır! İtibarlar mı zedelenir!
Bununla ilgili başımdan geçen bir hikaye:
2016 yılı.. Çağlar Söyüncü’yü Alman Freiburg kulübüne sattık. 5 maç sonra Freiburg kulübü başkanı Herr Keller bizi bir Freiburg maçına davet etti. Maçtan 1 gün önce gittik. Herr Keller bizi kendi restoranında ağırladı!.. Restoranı eşi işletiyordu.. Ardından Çağlar ile görüştük vs.. Ertesi gün maça gittik. Herr Keller bizi karşıladı. Stadyuma üst taraftan giriş yaptık, alt sıralara doğru indik.
Beşinci sırada normal bir plastik koltuğa ben oturdum, yanıma da Herr Keller. Keller’e “protokol tribünü yok mu?” dedim. “Hayır, bu bölüm eski futbolcular ve eski yöneticilere ait, stadyumda her yer aynı, bizim tek avantajımız önde ve ortada olmamız”, dedi.
Aslında önden izlemek çok daha güzel, oyuncuların mimiklerini, akıttıkları terleri, yapmak istedikleri aldatma hareketlerini, ikili mücadelelerde ortaya koydukları kuvveti/hırsı yakalıyorsun, o ayrı bir keyif..
Dönelim bizim koltuk hikayesine..
Bizim ekibe dedim ki,
- Tamam bizim plastik koltukların üzerine içi süngerle kaplı suni deri geçirin”
- “O yeterli değil”
- “Başka ne isteniyor?”, dedim.
- “Koltukların iki tarafında dirseklerin koyulacağı kolçaklar isteniyor.”
Şimdi bir marangoza ahşap kolçaklar yaptırıp, koltukların arasına monte ettireceğim.
Egolardan bir sıyrılabilsek, kendi gençlik günlerimize bir dönebilsek, yaşamın sadece bizim doğumumuz ve ölümümüz arasında olmadığını, yaşamın sonsuz/sınırsız sürdürülebilir en büyük olay olduğunu bir kavrayabilsek.. Her şey o kadar kolay olacak ki..
Kalın Sağlıcakla,
Seyit Mehmet ÖZKAN
Altınordu Arması Yediemini
Altınordu FK Başkanı
Lütfen önce YouTube’tan Şebnem Ferah’ın “Sil Baştan” şarkısını indirin. Başlat’a tıklayın ve aynı zamanda benim bu yazımı okumaya başlayın.
Şarkının aralarında Şebnem Ferah’ın muhteşem çıkışlarını, içten gelen canhıraş bağırışlarını, varsayın ki ben bağırıyorum.
Hayatı sıfırlamak.. Her şeyi unutmak..
Bu şarkıyı söylerken Şebnem’in arkasında vokal yapmayı o kadar çok isterdim ki..
Düştük ya, Atalarımız “..düşenin dostu olmaz!” demişler, boşuna dememişler. Artık çocuk değiliz, dedeyiz.
Her atasözünün üç bin yıllık toplu yaşamın süzgecinden damıtıldığını çok iyi biliyorum.
Bu yazıyı dosta düşmana “… buradayız, selam olsun İnsanlığa” demek için kaleme aldım.
Bilen var, bilmeyen var, bizim Altınordu serüvenimizi kısaca yazmalıyım.
Tam 11 yıl önce, 2012 yazında Altınordu Arması’nı emanet aldık. 2012/13 ilk sezonumuzda TFF 3.Lig’de 76 puanla açık ara şampiyon olduk. 2013/14 ikinci sezonumuzda TFF 2.Lig’de 81 puanla açık ara şampiyon olduk.
2014 ila 2023 arasında tam 9 sezon TFF 1. Lig’de yer aldık. TFF 1.Lig’de 5 yabancı oynatma hakkı var.
Altınordu tam 9 sezon hem yabancı futbolcu oynatmadan ve hem de her maçta sahaya en az 4 tane kendi yetiştirdiği 18-19-20 yaş öz kaynak oyuncularını sahaya sürerek, adeta bir mucize gerçekleştirdi.
Hem yabancı oynatmadan, hem de çaylak oyuncu oynatarak, her maça adeta 0-2 yenik başlıyorduk. Tam 9 sezon TFF 1.Lig’e renk verdik, her gittiğimiz deplasmanda oyunu güzelleştiren oyunlar oynadık.
İlgilenecekler için bir kronoloji yapayım;
1. 2014/15 Sezonu : 7.ci bitirdik. Kayseri, Osmanlı, Antalya çıktı. Manisa, Buca, Ordu düştü.
2. 2015/16 Sezonu : 10.cu bitirdik. Adanaspor, Karabük, Alanya çıktı. 1461 Trabzon, K. Erciyes, Karşıyaka düştü.
3. 2016/17 Sezonu : 7.ci bitirdik. Sivas, Y. Malatya, Göztepe çıktı. Urfa, Bandırma, Mersin düştü.
4. 2017/18 Sezonu : 7.ci bitirdik. Rize, Ankaragücü, Erzurum çıktı. Samsun, Manisa, Gaziantep düştü.
5. 2018/19 Sezonu : 7.ci bitirdik. Denizli, Gençlerbirliği, Gazişehir çıktı. Afyon, Elazığ, Karabük düştü.
6. 2019/20 Sezonu : 14.cü bitirdik. Hatay, Erzurum, Karagümrük çıktı. Osmanlı, Adanaspor, Eskişehir düştü ama düşme uygulanmadı. (Pandemi)
7. 2020/21 Sezonu : 6.cı bitirdik. Adana Demir, Giresun, Altay çıktı. Akhisar, Ankara(Osmanlı), Eskişehir düştü.
1. Mayıs 2021’de hemşehrimiz Altay ile Play off final oynadık. 90.cı dakikada yediğimiz golle 0-1 kaybettik.
8. 2021/22 Sezonu : 14.cü bitirdik. Ankaragücü, Ümraniye, İstanbulspor çıktı. Bursa, Menemen, Balıkesir düştü.
Ligin bitimine 10 hafta kala “düştü” gözüyle bakılan takımımız, müthiş bir çıkış yaparak ligde kaldı.
Bir sezon Süper Lig’in kapısından, sonraki sezon ise düşmenin kapısından dönmek!.. İki tane uç nokta!.. Böyle yönetim olmaz! Kontrollü yönetim şirazesinden çıkmıştı. 15 yıldır birlikte olduğumuz Hüseyin Eroğlu hocamıza “Artık Altınordu’yu aştın, git antrenör piyasasına gir, ekmeğini taştan çıkar.” dedik. Birbirimize sarıldık, daima kardeş kalacağımıza dair birbirimize söz verdik.
9. 2022/23 Sezonu : 16.cı bitirdik, düştük! Samsun, Rize, Pendik çıktı. Altınordu ve Denizli düştü. Malatya ve Adana deprem nedeniyle çekilmişlerdi.
Tek tesellimiz Hüseyin Eroğlu hocamızın Samsun ile Süper Lig’e çıkması oldu***
Ligin bitimine 5 hafta kala “ligde kalır” gözüyle bakılan takımımız, bu sefer ters bir rekor kırarak son 5 maçtan tek bir galibiyet alamadı!
Taa 1997 yılında söylemiş olduğum bir sözü 2023 yılında tekrar söyledim : Ben bu futbol girdabının içinde boğulmayacağım NOKTA
Bu geride kalan 9 sezonda TFF Süper Lig ve 1. Lig seviyesinde “Yerli ve Milli” tek takım vardı, o da Altınordu..
Tüm ülke futbolseverlerinin, hatta futbolla ilgilenmeyenlerin bile gönüllerine girdik, “Türkiye’nin AltınOrdu’su” olduk.
Bu süreçte başta gururlarımız, A Milli oyuncularımız Çağlar Söyüncü ve Cengiz Ünder olmak üzere, birçok öz kaynak oyuncumuzu Türk ve Avrupa futbol pazarına sunduk. Başta Hüseyin Eroğlu hocamız olmak üzere, birçok antrenörü liglere gönderdik.
Altınordu gerçekten hem genç oyuncular, hem de genç antrenörler için bir “okul” olmuştu..
Pandemiye kadar iyi götürdük. Ligi genelde 7.ci olarak bitiriyorduk. Pandemiden itibaren işler değişti!
Pandemi dönemi görünürde bize avantajlar getirmişti.
1. Pandemi döneminde maçlar seyircisiz oynandı. Bu bizim genç/çaylak oyuncularımız için çok önemli bir avantajdı.
2. Pandemi dönemi özellikle yabancı oyuncuların, kendi sağlıklarına öncelik vermeleri nedeniyle, oyun konsantrasyonlarının dağınık olmasına yol açtı. Bu da bizim için çok önemli bir avantajdı.
3. Kuşadası’ndaki daimi kamp merkezimizde pandemiye karşı sıkı önlemler alarak, en az etkilenen kulüplerden biri olduk.
Bu avantajları iyi kullanan A takımımız 2020/21 sezonu sonunda Süper Lig’e çıkma yolunda final bile oynadı.
Süper Lig’in kapısından döndük. İşte bu aşırı sıçrama, A takım yönetimini kontrollü yörüngesinden çıkardı.
Özellikle transfer oyuncularımızın değerleri arttı. Bütün transfer oyuncularımız 2 misli ücretlerle diğer kulüpler tarafından kapışıldı. Vasat transfer oyunculara kaldık!
İki senelik pandemi duruşu akademimizi de çok etkiledi. A takıma oyuncu veremediğimiz bir pandemi dönemi yaşadık.
Kimsenin suçu yok, pandemi tüm dünyada yaşandı, 2 yıl bütün dünya durdu! Allah evrenimizi beterlerinden saklasın.
Ez cümle; Pandemi döneminde final oynadıktan sonra A takımı eski kontrollü yörüngesine oturtamadık ve düştük!
Çoğunlukla futbol ekosisteminin bileşenlerine kendimizi anlatmakla geçirdiğimiz 11 yıllık serüvende çok deneyimler yaşadık.
Ülkemizin en önemli dinamiği “Genç Nüfus” olmasına rağmen, Türk Futbol Sektörü kendi gençlerine yatırım yapmıyordu.
“Arz ve Talep” ekonominin ana kuralıdır. Az bulunan ürün pahalı olur. Çok bulunan ürün ucuz olur.
Sen içeride oyuncu yetiştirmezsen, piyasa yükselir, hazır oyuncu ithal edilerek bu açık kapatılır.
Uyanık menajer, acemi yönetici ve kaşar yönetici üçgeninden bahsetmek istemiyorum, çünkü benim ilgi alanımın dışında!
Atalarımız “Hazıra dağ dayanmaz!” demişler. Yurt dışından hazır oyuncu ithal ederek, günü kurtarmaya çalışırken kimler battı, kimler battı! Malatya, Yeni Malatya oldu. Gaziantep Gazişehir oldu. Göztepe kırk dereden su getirerek özünü tekrar yakaladı. Ordu, Mersin, Karabük, Manisa ve en üzüldüğüm koskoca Eskişehir.. Futbol gerçekten irrasyonel (akıldışı) bir uğraşı!.. Neden mi?
- Tüm batışların hikayesi aynı olmasına rağmen, aynı yollardan yürümeye devam ediliyor! Bu nasıl bir akıldışılık!
O batırılan paraların yarısı ile Türk futboluna yatırım yapılsa, her kulüp kendi şehrinin öz evlatlarına biraz özen gösterse ve denk bütçeler yapılsa, birileri çıkıp bu denk bütçeleri delmese..
Biz ise geçen 11 yıl içinde bu toprakların çocuklarına güvendik, bu topraklara ve bu toprakların gençlerine yatırım yaptık, Türkiye’nin tek gerçek futbolcu yetiştirme organizasyonu olduk. Sadece futbolcu değil, aynı zamanda başta Hüseyin Eroğlu kardeşimiz olmak üzere birçok antrenör de yetiştirdik. Türkiye’ye rol model olduk, ülkemiz insanlarına kendi çocuklarımıza güvenmek konusunda önemli bir farkındalık kazandırdık.
Özellikle son 3 yıl Altınordu organizasyonunu yordu! Benim de yaş oldu 68, don kişotluk yapmaya devam edecek enerjimiz azaldı.
Önümüzde 2 yol var;
1. Benim yap(a)madığımı yapacak bir stratejik ortak ile A takımı Süper lige çıkarmak.
2. Eğer stratejik ortak bulamazsak, öz kaynak oyuncularımıza ağırlık vereceğimiz bir A takım ile yola devam etmek.
Yani eskiden en az 4 öz kaynak oyuncumuz ilk 11 oynarken, şimdi en az 8 öz kaynak oyuncumuz ilk 11 oynayacak, gibi..
Bu toprakların çocuklarına “sözüm” var. Ben yine tabii ki “yetiştiricilik”le uğraşacağım. Bu toprakların çocuklarına güvenim hiçbir zaman azalmayacak. Bazen üzüleceğim, bazen kızacağım, bazen ihanete uğrayacağım ama tek tek ağaçlara değil ormana bakacağım.
Bu “yetiştiricilik” işinin en önemli sürecinin “temel futbol eğitimi” U10 ~ U13 arası olduğunu artık gayet iyi biliyorum. Bu nedenle artık U10 ~ U13 arası takımlarımızla ilgileneceğim.
A takımı Murat Korkmaz, Barış Ertosun ve uzun yıllardır birlikte olduğumuz Atilla Küçüktaka hocamız yönetecek.
Akademiyi Furkan Can, Bülent Kayıtken ve 34 yıllık yol arkadaşım Sedat Gündoğdu yönetecek.
U15 takımımızı, geçen sene amatörlerde U14 Türkiye Şampiyonu olan Bursa futbol okulumuz sporcularının ağırlıklı olduğu takım temsil edecek. Bunun için Bursa Yenişehir ilçesinde sahamızı yaptık. Bu sahaya Bursa’lı Ümit Milli oyuncumuz Ravil Tagir’in adını verdik. Ravil Temel Futbol Eğitim Tesisi. Ceyhun Kurtlar hocamızla uzun yıllara dayanan uyumlu beraberliğimiz meyvelerini vermeye başladı.
İzmir merkezde olan antrenman sahası açığımızı da, İnciraltı’nda bir tesis yaparak giderdik. Burası tam bir temel futbol eğitim üssü olacak.
Bu tesise de gururlarımız Çağlar ve Cengiz’in isimlerini verdik. Çağlar ve Cengiz Temel Futbol Eğitim Tesisi.
Bundan böyle U10 ve U14 arası takım antrenmanlarımız Çağlar ve Cengiz Temel Futbol Eğitim tesisinde yapılacak.
Kuşadası’nda bulunan A Takım daimi kamp merkezini kapattık. A Takım artık Metin Oktay yerleşkesinde U17 ve U19 takımlarımızla birlikte kalacak.
Böylece A takıma en yakın olan U19 ve U17 oyuncularımız aynı antrenman programını, aynı teknik/taktik çalışmaları yapacaklar.
Evet, hayat devam ediyor, yeni bir başlangıç yapıyoruz. Krizlerden güçlenerek çıkmayı biliyoruz. Ömrümüz krizlerle geçti çünkü..
Bu düşmek olayına, artık “her şerde bir hayır vardır!” penceresinden bakıyoruz.
Günlerin neler getireceğini hiç kimse bilemez. Ben de bilmiyorum, her sabah 06’da kalkıyorum, doğan güneşe bakarken Yaradan’a şükrediyorum;
- “Allah’ım aklımı başımdan alma, beni namerde muhtaç etme!” diye dua ediyorum.
Tüm futbol yöneticilerine de aynı şekilde dua ediyorum.
- “Allah’ım kulüpleri yöneten arkadaşlarımızın akıllarını başlarından alma, onları namerde muhtaç etme!”
Tüm kulüplerimize başarılar diliyorum. “Oyun”un ön planda olduğu bir sezon olmasını diliyorum. İnşallah Yarabbi..
Oyuncularımızın profesyonel futbol mesleği icra ettiklerinin farkında olarak sahada mücadele etmelerini diliyorum.
Her şey para değil! Anlayacaksınız! Ama ne kadar erken anlarsanız o kadar kazançlı çıkarsınız.
- Başka bir konu:
Şimdi biz 2.Lige düştük ya, passolig zorunluluğu ortadan kalktı. Bu durumda biz de giderlerimizi azaltmak amacıyla maçlarımızı Torbalı Metin Oktay Yerleşkesi içinde bulunan Serpil Hamdi Tüzün Sahası’nda oynama kararı aldık. TFF’ye başvurduk. Bizim ekip gerekenleri yapmak üzere hummalı bir çalışma içine girdi. Dün önüme bir satın alma talebi geldi. 60 adet koltuk isteniyor.
- Arkadaşlar bu koltuklar nedir?
- Protokol bölümü koşullarından biri Mehmet bey.
Mehmet Büyükekşi başkanımız çok çalışıyor, geçenlerde ziyaretine gittim, birlikte geçirdiğimiz 2 saat içinde zehir gibi çalışan bir beyin ile karşılaştım ve çok mutlu oldum. Uzun zamandır futbol sektöründe böyle bir üstün zeka kapasitesi olan bir yönetici görmemiştim. “Yetiştiricilik” konusunda çok şeyler yapmak istiyor, inşallah büyükler izin verirler. Bu yüzden en son üzmek isteyeceğim kişi sayın Büyükekşi’dir.
Ancak Allah’ınız aşkına bu protokol koltuğu hikayesi nedir? Diğer izleyici insanlara karşı ayıp olmuyor mu? Tel örgüleri kaldırdık, ne güzel, daha medenileştik, öyle değil mi..
Hepi topu 2 saat oturulacak, herkes gibi aynı plastik koltuklara oturulsa popolar mı aşınır! İtibarlar mı zedelenir!
Bununla ilgili başımdan geçen bir hikaye:
2016 yılı.. Çağlar Söyüncü’yü Alman Freiburg kulübüne sattık. 5 maç sonra Freiburg kulübü başkanı Herr Keller bizi bir Freiburg maçına davet etti. Maçtan 1 gün önce gittik. Herr Keller bizi kendi restoranında ağırladı!.. Restoranı eşi işletiyordu.. Ardından Çağlar ile görüştük vs.. Ertesi gün maça gittik. Herr Keller bizi karşıladı. Stadyuma üst taraftan giriş yaptık, alt sıralara doğru indik.
Beşinci sırada normal bir plastik koltuğa ben oturdum, yanıma da Herr Keller. Keller’e “protokol tribünü yok mu?” dedim. “Hayır, bu bölüm eski futbolcular ve eski yöneticilere ait, stadyumda her yer aynı, bizim tek avantajımız önde ve ortada olmamız”, dedi.
Aslında önden izlemek çok daha güzel, oyuncuların mimiklerini, akıttıkları terleri, yapmak istedikleri aldatma hareketlerini, ikili mücadelelerde ortaya koydukları kuvveti/hırsı yakalıyorsun, o ayrı bir keyif..
Dönelim bizim koltuk hikayesine..
Bizim ekibe dedim ki,
- Tamam bizim plastik koltukların üzerine içi süngerle kaplı suni deri geçirin”
- “O yeterli değil”
- “Başka ne isteniyor?”, dedim.
- “Koltukların iki tarafında dirseklerin koyulacağı kolçaklar isteniyor.”
Şimdi bir marangoza ahşap kolçaklar yaptırıp, koltukların arasına monte ettireceğim.
Egolardan bir sıyrılabilsek, kendi gençlik günlerimize bir dönebilsek, yaşamın sadece bizim doğumumuz ve ölümümüz arasında olmadığını, yaşamın sonsuz/sınırsız sürdürülebilir en büyük olay olduğunu bir kavrayabilsek.. Her şey o kadar kolay olacak ki..
Kalın Sağlıcakla,
Seyit Mehmet ÖZKAN
Altınordu Arması Yediemini
Altınordu FK Başkanı