Seyit Mehmet ÖZKAN
Yönetim Kurulu Başkanı
YAZARLAR
Seyit Mehmet ÖZKAN
SAYIN MEVLÜT AKTAN'A AÇIK MEKTUP > FUTBOL OKULLARI
21.11.2024
Kenan AKSEKİ
AZMİN ZAFERİ
25.04.2024
C.Sezai ÖNCÜ
BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ
22.05.2023
Hasan YÜKSEL
U12 İZMİR CUP İZLENİMLERİM
15.05.2023
Ümit ÖZIŞIK
SÖNMEYEN MEŞALE
8.05.2023
Cüneyt YİS
GİDECEĞİNİZ YÖNÜ BİLMEK HIZDAN DAHA ÖNEMLİDİR!
1.05.2023
Nuran ÖZEŞER
ÇOCUKLARIMIZIN FUTBOL TEMEL EĞİTİMİ
24.04.2023
Bülent KAYITKEN
"KONTROL VE PAS"IN KISA HİKAYESİ
17.04.2023
Rıfat Osman AŞÇILAR
BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR
10.04.2023
Fevzi KUVVETLİ
ÖZEN YOKSA ÖDÜL DE YOKTUR…
3.04.2023
A TAKIMIMIZ TFF 1. LİG'DE PLAY-OFF'A KALDI.
Yaşım 66. Allah'ın bildiğini kuldan saklamama gerek yok.
Pazartesi, 10 Mayıs 2021
Kıymetli Futbolseverler,
Sevgili Altınordu Sempatizanları,
Herkese merhaba,
Bugün çok sevinçliyiz.
Çünkü A Takımımız TFF 1.Lig’de Play-Off’a kaldı.
Bilen var, bilmeyen var, en baştan açıklamak zorunda hissediyorum kendimi;
Altınordu Futbol Kulübü olarak Gelecek Hayalimiz: Sadece bu toprakların çocuklarının forma giydiği,
yetiştirici kimliğiyle saygın bir dünya kulübü olmak..
İspanya’da Athletic Bilbao başarmış, biz de başaracağız..
Zor iş tabii ki.. Kolayı herkes yapar, her türlü platformda içimizden birilerinin zor işlere kendisini adaması lazım..
Eğer namerde muhtaç olmak istemiyorsak, bu topraklarda barış içinde yaşamak istiyorsak, her işte, her oluşta kendimize yetmemiz lazım.. Tam bağımsızlığın tek koşulu bu..
Türk Futbolu “ithale dayalı” bir düzende yönetiliyor. Yani yerli futbolcu üretilmiyor, dışarıdan ithal edilen yabancı oyunculara yer veriliyor.
Gerçekten “insan yetiştirmek” dünyanın en zor işi.. Bu topraklarda “futbolcu yetiştirmek” ise tam bir kaos!..
Kulüplerimiz heves ediyorlar ama bir türlü kolları sıvamaya cesaretleri olmuyor!..
Çünkü uzun, ince, çileli ve meşakkatli bir yol! Üstelik garantisi de yok!..
Yaşım 66.. Hamdım, piştim, artık “yanma” dönemimdeyim..
Kimseyi eleştirmemeyi öğrendim, herkesi olduğu gibi kabullendim.
Hele ki “akıl vermek” sakın haa, geçiniz, artık 5 yaşındaki çocukların bile fikirleri var..
Bugün çok sevinçliyiz.
Çünkü A Takımımız TFF 1.Lig’de Play-Off’a kaldı.
Bilen var, bilmeyen var, en baştan yazmalıyım: Biz yabancı futbolcu oynatmıyoruz.
Altınordu’yu 2012 yazında 3. Lig’de iken emanet aldık.
2012/13 sezonunda 3. Lig’de şampiyon olduk, 2. Lig’e çıktık.
2013/14 sonunda 2. Lig’de şampiyon olduk, 1. Lig’e çıktık.
2014 Mayıs ayının son günleri, şampiyon olmuşuz, Süper ligin bir alt seviyesi olan 1. Lig Takımı olmuşuz.
Yerel bir TV bizi spor programına davet etti, yayın akşam olacak, gittik..
Yayın müdürü bir kadın, eşi de orada, hep birlikte ofiste oturuyoruz, zamanın gelmesini bekliyoruz.
Konuşmalarından beyefendinin futbol ile ilgilendiği anlaşılıyor, laflıyoruz;
- Siz 1. Lig’de yabancı oynatmayacakmışsınız!
- Evet.
- Banko düşersiniz!
- Olsun, bizim bir hayalimiz var, acelemiz yok, deneyeceğiz.
- Yaptığınızı hiç mantıklı bulmuyorum!
- Evet, delilik! Ama birilerinin bunu denemesi lazım!
TFF 1.Lig’de kulüpler takım kadrolarında 10 yabancı oyuncu bulundurabiliyorlar. Bunların 6’sı maç kadrosuna giriyor. 5’i de İlk 11 oynuyor.
Futbolda “Atan”la “Tutan” çok önemlidir. Bu yüzden yabancıların çoğunluğu “kaleciler” ve “gol” atma yeteneğine sahip “forvetler”den oluşur.Sonuçta ancak gol atarsan 3 puan alabiliyorsun.
İstediğin kadar iyi oyna, gol atamazsan en fazla 1 puan alabiliyorsun, o da gol yememek şartıyla!
Genel anlamda bakıldığında beyefendinin yorumu yerinde idi, yani banko düşersiniz! yorumunda haklı idi..
Onun bilmediği konu; Biz bu işte “çıraklık” dönemimizi geride bırakmıştık. Kalfalığa soyunduğumuz için işin bilincindeydik..
Yabancısız oynama dezavantajını çok çalışarak, sistemli çalışarak, akademi yapımızı kurarak kapatmayı zaten kafaya koymuştuk.
Sonuçta hiç yabancı oynatmadan 1. Lig’de geride bıraktığımız 6 sezonun dördünde ligi 7.ci olarak tamamladık.
Play off oynamayı hep son haftalar kaybettik.
İşte bu yüzden bugün çok sevinçliyiz.
Çünkü bu sefer A takımımız son maçını kazanarak TFF 1. Lig’de Play-Off oynamaya hak kazandı.
Bu başarıda bütün Altınordu Çalışanlarının payı vardır.
Öncelikle bütün Altınordu Çalışanlarını, tüm personelimizi candan kutluyorum.
Ardından 14 yıldır birlikte olduğumuz A Takım Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu hocamızı ve teknik kadromuzu kutluyorum.
A takım kadromuzda 24 oyuncu var. 13 tanesi transfer “Abi” oyuncular, 11 tanesi Öz Kaynak sistemimizden yetişen “Evlatlarımız”..
Çaylak oyuncu ile oynamak zor iştir. İyi oynarken, bir pozisyon hatası yapar, bir çuval inciri berbat eder.
Ama size sorarım, kim bir işin çıraklığını yapmadan, o işin “Usta”sı olabilir ki!..
Her işte olduğu gibi, futbolda da “Çıraklık Dönemi" çok çook önemlidir.
Oynatmadan, hatalarına tolerans göstermeden bu gençleri nasıl kazanabiliriz ki???
İşte bu nedenle “Usta”, “Kalfa” ve “Çırak”lardan oluşan karma bir A takımımız var..
Bizim bütün maçlarımız üç neticelidir. Yenebiliriz de, berabere de kalabiliriz, yenilebiliriz de..
Bu sezon süre almada Öz Kaynağımızdan yetiştirdiğimiz oyuncularımız %36 oranında süre aldılar.
%36 oranında genç oyuncu oynatarak Play-Off’a kalmak.. İşte asıl başarı budur.
Bu nedenle başta Sinan ve Ahmet İlhan olmak üzere, tüm “Abi” oyuncularımıza çok teşekkür ediyorum,
evlatlarımıza iyi “ağabeylik” yaptınız, yapmaktasınız.
Sayın seyirciler,
şimdi gözlerinizi yumun, takımları seremonide gözünüzün önüne getirin.
Rakipte 5 tane yabancı oyuncu var ve takımın tümü kas yapısı gelişimini tamamlamış, güçlü, dayanıklı oyuncular..
Altınordu’da ise 4 tane 19-20 yaşında çiçeği burnunda delikanlılar sahada..
Rakipte 5 yabancı, bizde ise 4 çaylak. (Bu kısmı okurken arka fonda Muazzez Abacı'dan Kar Yangınları şarkısını dinlemenizi öneririm..)
Yani bu şu demek; Maça 2 – 0 yenik başlıyorsun!..
İşte Altınordu’nun Play-Off’a kalmasına bu pencereden baktığımızda, her makul insan bu başarının anlamını
daha iyi kavrar..
Bir sürü tebrik, kutlama, hadi inşallah temennileri…
Dedim ya, kimseye neden böyle düşünüyorsun, demeye hakkımız yok.
Kendimi anlatmam lazım, çok emek veriyoruz, çok çalışıyoruz, çok araştırıyoruz..
***** Yola çıkarken “Hayat Amacımız”ı ve “Gelecek Hayalimiz”i belirlemişiz..*****
Yaşım 66.. Allah’ın bildiğini kuldan saklamama gerek yok.
İzmir Torbalı’daki Altınordu Futbol Akademisi (ALFA)’yı kuralı henüz 5,5 yıl geride kaldı..
Akademimiz yeni yeni her pozisyondan iyi üretimler vermeye başladı..
A Takımımız ile Akademimiz arasındaki “koordinasyon” henüz bu sezon meyvelerini almaya başladı..
Yolun yarısındayız. Benzetmek gerekirse, kaba inşaat bitti, ince inşaat işlerine henüz yeni başladık.
Ya da “donanım-hardware” işleri bitti, şimdi “yazılım-software” işlerine henüz yeni başladık.
ALFA akademimizin her yıl Süper Lig seviyesinde en az 5 oyuncu yetiştirmesi için 3-5 yıla daha ihtiyacımız var.
Ben A takımımızın Süper Lig’e çıkmasını istemiyorum. Ama kadere de karşı durmuyorum, zaten duramam da..
Herkesin bunca emeğine “Büyük Saygı” duyuyorum.
Altınordu’yu 8,5 yılda “Türkiye’nin Altınordu’su” yaptık. Herkesin gönlüne düştük, bu toprakların çocuklarının umudu olduk..
Bu zaman içinde Genç Milli takımlarımıza tam 59 tane oyuncu verdik.
A Milli Takımımızın as oyuncuları "Gururlarımız" Çağlar Söyüncü ve Cengiz Ünder’i yetiştirdik..
TFF 1.Lig’de 5 yabancılı şehir takımlarına karşı, futbolu güzel oynayarak, kora kor mücadele etmeyi öğrendik.
Öz Kaynağımızdan yetiştirdiğimiz oyuncularımıza forma verdik, veriyoruz. Zaten hayat amacımız da bu değil mi???
Bir an Süper Lig’e çıktık, diyelim.
1. Yabancı oynatmayacağız. Bu kesin, çünkü gelecek hayalimize ters düşeriz.
2. Seneye ilk 11’de 5 tane Öz Kaynağımızdan yetişmiş oyuncu ile sahaya çıkacağız. İlke kararımız var, değiştiremeyiz.
Süper Lig’de yabancı oyuncu oynatma sınırlaması yok. Bütün takımı yabancılardan kurabilirsin.. Afrika’lı, Alman, İtalyan, Sırp, Hırvat, Yunan, Bulgar, Romen, Macar, Çek, İsveç, Norveç, Danimarka..
Bizim tamamı yerlilerden oluşan “Usta”, “Kalfa” ve “Çırak” futbolcularımızla Süper Ligin tamamı yabancı profesyonellerine karşı nasıl baş edeceğiz??
İnip çıkan asansör takımları görmüyor muyuz? Oğuz Atay’ın ünlü romanı “Tutunamayanlar”ı okuyun anlarsınız.
- Hayata nasıl tutunacağız? Aklımızı kullanacağız..
11. yüzyıl İslam alimlerinden Ragıb El-İsfehani şöyle demiş;
- Allah insanlara iki elçi göndermiştir. Birinci elçi Akıl, ikinci ise Peygamberlerdir.
- Bu mürüvveti biz de görelim memet bey..
- Bu mürüvvet sadece 1 gün arkadaşlar! Ondan sonrası kör kuyudaki Yusuf, balığın midesindeki Yunus, ateşe atılan İbrahim!..
Tamam, çok istiyorsunuz ya, Allah kendisinden bir şeyi çok isteyene verirmiş, Süper Lig’e çıktık diyelim;
Bu takımı ve ilkelerimizi bozmayız, bu takımla ve ilkelerimizle ne kadarsa o kadar..
Hayır da şer de Allah’tandır.
Yaşayacağız, göreceğiz..
Hak eden kazansın..
Esen kalın,
Seyit Mehmet ÖZKAN
Altınordu Arması Yediemini