Seyit Mehmet ÖZKAN
Yönetim Kurulu Başkanı
YAZARLAR
Seyit Mehmet ÖZKAN
EMEĞE SAYGI!
12.12.2024
Hasan YÜKSEL
GEGİÇ USTA
2.12.2024
Kenan AKSEKİ
AZMİN ZAFERİ
25.04.2024
C.Sezai ÖNCÜ
BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ
22.05.2023
Ümit ÖZIŞIK
SÖNMEYEN MEŞALE
8.05.2023
Cüneyt YİS
GİDECEĞİNİZ YÖNÜ BİLMEK HIZDAN DAHA ÖNEMLİDİR!
1.05.2023
Nuran ÖZEŞER
ÇOCUKLARIMIZIN FUTBOL TEMEL EĞİTİMİ
24.04.2023
Bülent KAYITKEN
"KONTROL VE PAS"IN KISA HİKAYESİ
17.04.2023
Rıfat Osman AŞÇILAR
BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR
10.04.2023
Fevzi KUVVETLİ
ÖZEN YOKSA ÖDÜL DE YOKTUR…
3.04.2023
HER YERDE ÖZ KAYNAK SİSTEMİ
Kurumsal Altınordu'nun Geleceği Yeni Yöneticilerimiz
Pazar, 17 Temmuz 2022
Soldan Sağa > Murat Korkmaz, Seyit Mehmet Özkan, Ahmet Furkan Can
Kıymetli Futbolseverler merhaba,
1. Altınordu Futbol Organizasyonu “Bu Toprakların Çocukları”nın mutluluklarına katkı projesidir.
2. Altınordu Futbol Organizasyonu “Bu Topraklar”da değer yaratma projesidir.
3. Altınordu Futbol Organizasyonu bir Türkiye projesidir.
Bu üç cümle de iddialı cümleler..
Hayatını üreterek ve insanların hayatlarına dokunarak geçirmiş 67 yaşında bir “dino” olarak, büyüklenmek, ukalalık taslamak bize yakışmaz!
Bu cümlelerin içini doldurmama müsaade edin lütfen..
2012 yılının Ağustos ayında, 3. Lig’e düşmüş olan Altınordu Arması’nı emanet olarak aldık, başkan sıfatıyla değil, Altınordu Yediemini sıfatıyla işbaşı yaptık.
İlk yılımızda, 2012/13 sezonunda tamamen yerli oyuncuların oynadığı 3. Lig’de şampiyon olduk.
İkinci yılımızda, 2013/14 sezonunda yine tamamen yerli oyuncuların oynadığı 2. Lig’de de şampiyon olarak, TFF 1. Lig’e çıktık.
2014 ~ 2022 > Altınordu Futbol A Takımımız 8 sezondur TFF 1. Ligi’nde mücadele etmektedir.
TFF 1. Lig takımlarının maç kadrosunda 7 yabancı bulundurma ve bunların 5 tanesini aynı anda sahada oynatma hakları var..
Kaleciler dışında sahada 10’ar oyuncu olduğuna göre, oyuncuların yarısını yabancı oynatma hakkı var..
Şampiyonluğa oynayan takımlar bu haklarını özellikle forvet pozisyonlarında kullanarak önemli avantajlar elde ederler..
Allah herkesin yolunu açık etsin..
TFF Süper Lig takımlarının ise 21 kişilik maç kadrosunda 14 yabancı bulundurma ve bunların 8 tanesini aynı anda sahada oynatma hakları var..
En başta söylemeliyim, net olarak ifade ediyorum:
1. Yabancı oyuncuya kesinlikle karşı değiliz
2. TFF Yönetim Kurulu'nun aldığı kararlara %100 saygılıyız.
3. Sadece, artık “Sistemli Yetiştiricilik” işine de bir el atalım, diyoruz.
Yabancı sınırlaması olması, yani T.C. vatandaşı oynatma zorunluluğu, yerli oyuncu ücretlerinin yükselmesine neden oluyor, şeklinde yapılan eleştirilerin haklılık payı yüksektir.
Piyasanın içindeyiz, yaşıyoruz, görüyoruz!
Piyasanın 2 ana unsuru vardır. Birileri üretir/yetiştirir, buna “arz” denir. Birileri de tüketir/kullanır, buna da “talep” denir.
1. Arz talepten düşük ise sıkıntı vardır, fiyatlar yükselir. Fiyatların yükselmesi toplumlar için iyi bir şey değildir. Bizim futbol dünyamız uzun zamandır bu durumdadır!
2. Arz talebin üstüne çıkarsa, yine sıkıntı vardır, bu sefer fiyatlar düşer. Üretim zora düşer, işsizlik yükselir, yine toplumlar için iyi bir şey değildir.
3. Atalarımız boşuna “Azı karar, çoğu zarar!” dememişler.. İşin kararını bulmak, yani işi dengesine oturtmak gerekir..
4. Zaman içinde piyasa kuralları çalışır, arz ve talep eşitlenir, rekabetçi fiyat (yani Pazar) ekonomisi yerini alır, topluma huzur gelir.
Bizim futbol piyasası ile devam edelim;
Bu topraklarda sistemli bir şekilde “futbolcu” üretilmiyor, yetiştirilmiyor!.. Yetişenler, dağda kendiliğinden açan güzelim kır çiçekleridir..
“Ekonomi” hesap kitap işidir. Önce şunu herkes bilsin; Vermeden almak sadece Allah’a mahsustur.
Üretmek/Yetiştirmek için, önce “tesis” kurman gerekir. Ardından yetkin kadrolar oluşturman gerekir.
İşletmeye başlayınca da sürdürülebilir yönetim modeli olan “kurumsal yönetim” ilkeleriyle yönetmek gerekir!
Bütün bunlar için hem para lazım, hem sabır lazım, hem de vizyon lazım.
Tesis kurmak, insan çalıştırmak, kurumsal yönetim, para bulmak, sabretmek, kendini geliştirmek!
Oooff off.. Bütün bunlar “Bu Topraklar” için hayli meşakkatli işler!.. Yani zor iş!.. Evet, hem zor iş, hem de yatırımın geri dönüş oranı düşük bir iş!..
İşte bu nedenlerle kulüplerimiz “Sistemli Futbolcu Yetiştirme” işine para yatırmak istemiyorlar. Onun yerine, 25~35 yaş bandında çaylaklık dönemini geride bırakmış “Hazır Oyuncu” transferi kolaycılığına yöneliyorlar.
Hepimiz ülkemizin geleceğinin “Çocuklarımız/Gençlerimiz” olduğunu biliyoruz ve onları çok seviyoruz ama onlara kendilerini geliştirecek imkan verme konusunda cimri davranıyoruz! İnsanca yaşamın özünü ıskalıyoruz!
Tercih meselesidir, buna da saygımız vardır. “İnsanlar Yaşadıkça, Kulüplerimiz Batıp Çıktıkça”..
Evet, kulüplerimizin uzun yıllardır devam eden bata çıka öğrenme süreci (!) devam ediyor maalesef!..
"Hazıra dağ dayanmaz" derler, bir gün bu “Bataklıkta Çırpınma Süreci” sona erecek.
Yerli futbolcu yetiştirilmeyince ne oluyor? > Piyasada yerli futbolcu “az bulunur” konuma geçiyor.
Süper Lig ve 1. Lig seviyesine uygun kalite ve kapasitede yerli oyuncu “az bulunur” olunca, haliyle yerli oyuncu ücretleri yükseliyor, Avrupa'ya gitse ancak yarısını alabileceği ücretlere sözleşmeler imzalanıyor!
Bunun için ne yapmak gerekir? > Sistemli olarak yerli futbolcu yetiştirme işine girişmek gerekir.
Futbolcu dediğin genç insandır. Demek ki genç insana yatırım yapmak gerekir.
Hayli ironik olan ise, bizde de en “bol” olanın, “genç insan” olmasıdır!
Kulüplerimiz şu anda futbolcu ücretlerine, dünya piyasa fiyatlarına kıyasla %25 daha fazla ödemeler yapıyorlar!..
Örneğin, TFF Süper ligde yıllık net 7 milyon TL (400 bin euro) ücret alan bir “kalfa” profesyonel futbolcunun Avrupa’daki fiyatı net 5 milyon TL (300 bin euro) civarında..
TFF, 2022/23 sezonunda 19 Süper Lig kulübümüze toplam 400 Milyon Euro karşılığı TL sezonluk harcama yapma hakkı tanıdı.
Bunun %60’ı futbolcu ücretleri olsa, 400 x %60 = 240 Milyon Euro futbolculara ödenecek, demektir.
240 Milyon Euro x %25 = 60 Milyon Euro > Futbolcu yetiştirmediğimiz için ödenen şişkin fiyat ceremesi ; Sezonluk 60 Milyon Euro!
Her sezon kaybedilen 60 Milyon Euro’nun Türk Futbolu için ne kadar büyük bir israf olduğunu anlamak için;
Beinsports’un bu sezon naklen yayınlar için vereceği toplam 2,2 Milyar TL paranın euro karşılığının 100~110 Milyon Euro olacağını hatırlamak yeterli olur.
TFF Başkanı Sayın Büyükekşi üretim ve ihracat disiplininden gelen, yetkin, deneyimli, başarılı bir işadamı ve yöneticidir.
Türk Futbolu’nu “Tüketen” taraftan , “Üreten” tarafa geçirmesi yolunda önemli hamleler yapmasını bekliyorum.
Dönelim Altınordu’ya..
Altınordu bu toprakların çocuklarından üst düzey kalitede ve kapasitede profesyonel futbolcular yetiştirmek yolundan hiçbir zaman sapmayacak.
İşte bu misyonumuz gereği, A takımımızda yabancı uyruklu oyuncu oynatmıyoruz, oynatmayacağız.
Rol modelimiz bellidir > Rehberimiz, Yol Arkadaşımız, Ağabeyimiz > Athletic Bilbao‘dur.
İspanya La Liga’sında sadece kendi topraklarında doğan ve kendi akademisinden yetişen oyuncularla
hiç düşmeden, 97 yıldır varlığını sürdüren Bask’lıların ünlü Athletic Bilbao’su rol modelimizdir.
Yabancı futbolcu oynatmadığımız gibi, İlk 11’de 4-5 tane akademimizden yetişmiş 19-21 yaş bandında “çaylak profesyonel” oynatıyoruz..
Bizim yaptığımız “Delilik”.. Benim yaptığım ise tam anlamıyla bir “Don Kişot”luk..
La Mancha’lı şövalye Don Kişot ne yaptığını bilmiyordu, hayal dünyasında yaşıyordu.. O naif, kimseye zararı olmayan hayali o kadar “insana dair” bir şeymiş ki, 400 yıldır konuşuluyor, unutulmuyor***
Ben ise ne yaptığımı biliyorum, ne yapıyorsam, bilerek, düşünerek, planlayarak yapıyorum. Ve bunları aynen Don Kişot gibi kimselere zarar vermeden yapmaya çalışıyorum.
Don Kişot’un yanında sadece, onu idare eden, çekip çeviren yoldaşı Sancho Panza vardı..
15 yıldır ben de yel değirmenleriyle boğuşuyorum, bir tane dahi Sancho Panza’m olmadı..
Yıllardır benimle birlikte çalışan çalışma arkadaşlarımı tenzih ediyorum. Sancho Panza’dan kastım bir kulüp yöneticisi..
Hadi memet abi ben de senin yanındayım, ful altyapıcıyım, diyebilen, taşın altına elini koyabilen bir Allah’ın kulu yönetici çıkmadı!
İşin keyifli olan yanına gelirsek;
Bilerek “Don Kişot”luk yapmak, hayal kurmak, asla vazgeçmeden yaşamaya devam etmek, dünyanın en saf,
en duru, en sahici insan varlığı olan 6 ila 18 yaş arası “Bu Toprakların Çocukları” için yaşamak..
“Bu Toprakların Çocukları”ndan bir Athletic Bilbao yaratmak..
İşte bu yüzden;
1. Altınordu Futbol Organizasyonu “Bu Toprakların Çocukları”nın mutluluklarına katkı projesidir.
2. Altınordu Futbol Organizasyonu “Bu Topraklar”da değer yaratma projesidir.
3. Altınordu Futbol Organizasyonu bir Türkiye projesidir.
15 yılımız geride kaldı.
Zor mu?
Zor tabii ki..
Zor olmasaydı herkes yapardı..
Bu toprakların çocuklarından üst düzey kalitede futbolcular yetiştirmenin yanı sıra, üst düzey kalitede teknik adamlar ve yöneticiler de yetiştiriyoruz ve yetiştirmeye devam edeceğiz.
A Takım Teknik kadroda, 15 yıllık birlikteliğimizin ardından Hüseyin Eroğlu Hocamız misyonunu tamamladı, onu Türk Futbolu’nda daha üst görevler yapmak üzere uğurladık.
Yerine yardımcısı Ufuk Hocamız geldi. Bu böyle devam edecek.
Altınordu kendi teknik adamını kendi içinden yetiştirecek.
Yurdumuzun geneline yayılmış 200’e yakın futbol okullarımızda eğitmenlik yapmakta olan genç antrenörlerimize akademimizde “staj” yapma imkanı sağlayacağız.
Onların içlerinden sivrilenleri yukarılara doğru taşıyacağız..
Altınordu’yu yönetecek idari kadroları da kendi içimizden yetiştireceğiz.
Bu cümleden olarak, ilk olarak sizlere 2 yeni yönetici arkadaşımı tanıtacağım;
1. Murat Korkmaz:
Altınordu Avrupa İşleri Direktörü
Her sezon hem A takımımıza, hem akademimize birkaç “Genç Gurbetçi Oyuncu” transfer etme stratejimiz var.
Her sezon U10 ila U19 arası tüm genç takımlarımızı Avrupa ülkelerinde turnuvalara götürme iş planımız var.
Corona virüs dönemi nedeniyle son iki sezon Avrupa ile bağlarımız kesintiye uğradı!
Bundan en çok rahatsız olanların başında ben geliyorum.
Çünkü çocuklarımızın gelişimi yavaşladı!
Ne kadar çok maç, o kadar çok teknik ve takım oyunu gelişimi..
Ne kadar çok çatırtılı maç, o kadar çok kuvvet ve dayanıklılık gelişimi..
Ne kadar çok dış temas, o kadar çok sosyal ve sportif gelişim..
Profesyonel futbolun en doğru yönetildiği yer Avrupa Futbol Pazarı.
Alt yapılarından üst yapılarına kadar her aşamada “SİSTEM” var, “ORGANİZASYON” var, “KURUM” var..
Bizde olmayan şeyler bunlar☹.. Bizde “Bireysellik” var, “Gaz ver, boşa al” var, “Ağalık” var!
Avrupa Futbolu’ndan beslenmenin yolu, ancak onların içine girmekle olabilir.
Bu amaçla “Altınordu Tekrar Avrupa Yollarında - ATAY” projemizi başlattık.
Avrupa’da futbolun içinde yer alan tüm dinamiklerle ilişki içinde olma hedefimizi yeniden devreye alıyoruz.
Bu projenin başına Almanya doğumlu Murat Korkmaz’ı getirdik.
Murat Korkmaz’ın 5 yıllık “SMÖ Çıraklık” dönemi bitti. “Kalfalık” dönemine çok hassas bir görevle başlıyor.
Artık tüm mesaisini Altınordu’nun Avrupa’da her türlü kulvarda gelişimi için harcayacak.
Önemli Not: Murat Korkmaz’ın yurt içi işlerle hiç işi olmayacaktır. Yurt içi işlerle ilgili olarak aranması nafile çaba olarak kalacaktır, biline..
Almanca ve İngilizce bilen, 38 yaşında, evli ve 2 kızı olan Murat Korkmaz’ın Berlin Steinbeis Üniversitesi Yüksek Lisans Futbol Yöneticiliği diploması var.
Murat Korkmaz ile Avrupa’da çalınmadık kapı bırakmayacağız. Bazıları akademik/sportif temaslar için, bazıları müşteri velinimetimiz temasları için olacak..
Yeni görevinde kendisine en çok desteği verecek olan İletişim Direktörümüz Can Erbesler ile “İyi bir İkili” olacaklarını düşünüyor ve başarılar diliyorum..
2. Ahmet Furkan Can :
Altınordu Futbol Akademisi (ALFA) İdari Direktörü:
Öz kaynağımızdan yetişen ikinci genç yönetici Ahmet Furkan Can, henüz 27 yaşındadır ve bekardır.
“SMÖ Çıraklık” döneminin ilk 3 yılını üstün başarıyla tamamlamıştır, “Kalfalık” payesi için henüz 2 yılı daha vardır.
İnşallah bu 2 yılı onunla birlikte götüreceğiz. Sonrasında akademi yönetimini tamamen ona bırakacağım.
İngilizce bilen ve EÜ Uluslararası İlişkiler Fakültesi mezunu olan Ahmet Furkan Can, akademimizin idari direktörlüğünü üstlenmiş bulunmaktadır.
Akademimizde geçen sezon “Mükemmeliyet Merkezi’ne Geçiş” dönemi yaşadık.
Namet Hocamızla “Takım ve Bireysel Oyun Kriterleri” ve “Pozisyonlara göre Performans Değerlendirme” konularında çok önemli bir mesafe kat ettik.
Şimdi sıra, yeni akademi teknik direktörümüz Koray Cinel Hocamızla birlikte “teori” ile “pratiği” aynı potada eritme işine geldi..
Bu potadan çıkacak çeliğin cinsi : “FUTBOL OYNAYARAK YENİCİ OLMAK” *** olacak..
Altınordu Akademi (Genç) Takımları sahada futbol oynamayı artık öğrendiler.. Tabii ki eksikler var ve her zaman olacak. Ama temeli aldılar.
Şimdi sırada hem futbol oynamak, hem de goller atmak ve bu sayede Altınordu’da yenici karakter oluşturmak var.
Bu sezon işimiz gücümüz “Gol Atmak” üzerine çok çalışmak olacak.. Türk Futbolu’nun en eksik yönü..
- ALFA Kurumsal hedefimiz: A Takımımıza her sezon U20 yaş döneminde 8 adet “Hazır Oyuncu” vermektir.
Yani akademimizde bu sezonun adı “Mükemmeliyet Merkezi - Sezon Hedefi: Gol ve Yenici Karakter”
Bütün bunları yaparken saha içi çalışmalar kadar, saha dışında da maç ve turnuva organizasyonları, beslenme, dinlenme, sakatlık rehabilitasyon, aileler ile ilişkiler, okul işleri, sosyal etkinlikler gibi buz dağının altında, yapılacak bir sürü iş var..
Kendisini adayacak birine ihtiyacım vardı. Dışarıdan değil içeriden buldum.
Ahmet Furkan Can’a da yeni görevinde istikrarlı başarılar diliyorum.
Altınordu’yu 35 katlı bir gökdelene benzetecek olursak, 15 yılda ancak 15 katının bitirilmiş olduğunu söyleyebiliriz.
Bilirsiniz, yukarılara çıktıkça atmosferde oksijen azalır, nefes almak zorlaşır, hız düşer.. Temkinli olmak, arada molalar vermek, çadır kamplar kurmak gerekir..
Aynen biz de bu şekilde, yani Everest’e çıkan dağcılar gibi, Altınordu’yu geleceğe taşımaya çalışıyoruz..
Güvenle ve yere sağlam basarak..
Asla havalanarak değil!..
Aman haaa..
Esen kalın,
SMÖ
Altınordu Yediemini