BU ALTYAPI, NE MELEM ŞEYDİR BABOOOO?.. BİR ALTYAPI GURUSU EMRAH BAYRAKTAR...
Kıymetli Futbolseverler merhaba,
Altınordu Projesi, yani bu toprakların çocuklarından üst düzey kalite ve kapasitede yarışmacı profesyonel futbolcular yetiştirmek projesi artık, bir Türkiye Projesi oldu..
Halkımız bize önemli bir misyon yükledi, örnek olmak yolunda attığımız her adıma çok dikkat ediyoruz..
82 milyonun “İkinci Takımı” olma yolunda canla başla çalışıyoruz..
13 yıl önce bu işe girdiğimizde bu işin zor olacağını biliyorduk da, bu kadar kapsamlı bir “iş” olduğunun farkında değildik..
Önümüzdeki örnekler yurt dışından idi.. Hollanda Ajax, Fransa Clairefontaine, Bask Athletic Bilbao…
O zamanlar çok çaylaktık..
Ben de bu toplumun bir parçasıyım.. İşi ancak deneye/yanıla öğrenmek bizim genlerimizde var..
Deneye/yanıla bugünlere geldik, “Donanım”ı henüz bitirdik, şükürler olsun.. Şimdi “Yazılım” la uğraşıyoruz.. Yani henüz yolun yarısındayız..
Biz kendi yapmakta olduklarımızı yeterli görmüyoruz; ama toplumumuz bizi “Rol Model” olarak görüyor ve dinlemek istiyorlar..
Biz de her yere gidemiyoruz ama Gençler çağırınca gidiyoruz..
Beden Eğitimi Spor Meslek Yüksek Okulu öğrencilerine ve üniversite okumak için evinden uzakta yurtlarda yaşamakta olan gençlerimize gidiyoruz..
Neden Gençler?.. Çünkü biz yaşadık, geçtik, bundan sonrası elem, acı ve keder.. Çünkü bu toprakların şimdiki sahipleri, bu toprakların geleceği Çocuklarımız/Gençlerimiz..
Her yerde karşıma çıkan 2 tane çok önemli soru var;
1. Sizden sonra Altınordu?..
2. Siz Don Kişot musunuz, bu Altyapıyı siz yapıyorsunuz da, diğer kulüpler neden yapmıyorlar?..
Anlatıyorum da, ben bir “Sosyal Girişimci” olarak anlatıyorum..
Anlatırken hep aklımdan geçer durur : Meslekten birinin anlatması daha anlamlı olur aslında..
Örneğin; geçen hafta İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener kardeşimiz, Şenol Güneş Hocamızı davet etti..
Şenol Hocamız, İZTO üyelerine, sadece futbol değil, harika bir “Yaşam Konuşması” yaptı..
Dün akşam biz de İzmir İnciraltı Yurtları Kampüsü'nde idik..
Gençlerle makara gırgırla karışık hayattan damıttıklarımızı paylaştık..
Yine ayni.. Yani yine o 2 soru geldi, tabii ki..
Birinciyi sonraya bırakıyorum..
İkinciyi de dilim döndüğünce anlattım, ama hala aklım "ah bir meslekten biri anlatsa"ya takılı..
Eve geldim, internetin başına geçtim.. Altyapıyı iyi anlatacak yazı arıyorum. Hepsi yabancı dilde!..
Sonunda buldum, Emrah Bayraktar.. Evet, Emrah Hocamız yazıları ile karşımda..
Emrah hocamızın Galatasaray ve Beşiktaş’ta çalıştığı ve üst düzey sorumluluklar aldığı dönemleri var..
Bu işin yazısını çizisini iyi bildiğini biliyorum..
• Emrah Bayraktar
• 43 yaşında – UEFA Pro Lisanslı Teknik Direktör
• Mesleğe 2003 yılında, yani 27 yaşında Galatasaray’da başlamış, tam 16 yıldır Altyapı kulvarında dirsek çürütmüş ve devam ediyor..
Onun yazılarından alıntı yaptım, kamuya açık olduğu için kendisinden izin almadan sizlerle paylaşıyorum.. Tabii ki “özet” olarak..
İsteyenler internete girip, Emrah hocamızın tüm yazılarını okuyabilirler.. Hepsi % 100 gerçek, % 1 bile sahte yok..
1. Ülkede kime sorsanız futbolu çok iyi bilir!.. Herkesin, altyapıdan neden oyuncu yetişmediğini anlatabileceğini sandığı ve sıkı sıkıya sarıldığı bir iki klişe cümlesi var.
2. Futbolu çok sevmek veya sıkı takip etmek, sizi bu mesleğin profesyoneli yapmaz.
3. Herkesin, altyapıdan neden oyuncu yetişmediğini anlatabileceğini sandığı ve sıkı sıkıya sarıldığı bir iki klişe cümlesi var.
4. Ancak bu altyapı işi başlı başına çok kapsamlı bir iş..
5. Günümüzde genç oyuncu gelişiminde bütün dünyada kabul görmüş ortak değerler var.
6. Bir oyuncunun altyapıdan üstyapıya kadar geldiği süre içerisindeki iki önemli süreç var;
1. Altyapı eğitim dönemi,
2. Profesyonel takıma geçiş süreci.
Bu iki süreci en iyi şekilde değerlendiren kulüpler, A Takıma profesyonel oyuncu yetiştirme ve bu oyunculardan ekonomik bir değer yaratma konusunda başarılı olmaktalar.
7. Dünyada kulüplerin kendi kaynaklarını kullanarak oyuncu yetiştirmelerinin temelinde iki neden bulunmaktadır.
1. Ekonomik nedenler,
2. Kulüp değerlerini özümsemiş, futbol takımının yapı taşı olacak futbolcular yetiştirebilmek.
8. Türk futbolunda sistematik bir yapı içerisinde olmasa da altyapılardan oyuncu yetişiyor. Ancak sistemli ve düzenli oyuncu geçişi yok.
9. Bir altyapının, akademi haline gelmesinin 4 ana temel koşulu bulunuyor.
1. Oyuncular, yani 'potansiyeli yüksek futbolcu adayları’,
2. Eğitmenler, yani 'antrenör ve uzman kalitesi’,
3. Fiziki altyapı yani ‘tesis, sağlıklı eğitim ve antrenman ortamı’,
4. Felsefe, yani 'oyuncu gelişimine bakış açısı ve yapısal, mali, teknik ve idari anlamda sunulan tüm farklılıklar..'
10. Klişe, Cevap ve Önerme formatında en ince detaylara dokunmaya devam ediyor Emrah Hocamız..
Diyor ki; Amacımız sağlıklı bir futbol akademisinin nasıl olması gerektiğini tarif ederken Türkiye’deki genç oyuncu gelişimine rehber olabilmek...
• Klişe: "Altyapıdan oyuncu çıkmıyor, çünkü bizim çocuklar A Takıma çıkınca şımarıyor.
Cevap: Doğal, değil mi? Yokluklar içerisinde ‘ya oku, ya futbol oyna’ sisteminde büyümüş, ne okulda, ne sosyal çevrede ne de ailesi tarafından istenilen seviyede eğitilmemiş çocukların birden karşılaştıkları para ve şöhreti hangi olgunlukla karşılamasını bekliyorsunuz!
Önerme: Dünyada oyuncu gelişiminde söz sahibi olan kulüpler artık iyi bir oyuncunun oluşumunda sadece saha eğitiminin yeterli olmadığının bilincindeler. Bu yüzden saha içinde ve dışında ciddi bir kariyeri yönetmek zorunda olan oyuncuların farklı eğitimlerden de geçmesi gerekiyor. Bu süreci de oyuncunun 'bütünsel gelişimi’ olarak adlandırıyoruz.
• Klişe: "Bizim çocuklar Avrupa’daki çocuklardan daha yetenekli ama kuvvetsizler."
Cevap: Çok yeterli bir tespit değil ama kuvvetin oyuncunun top tekniğini olumsuz etkilediği de bir gerçek. Kuvvet; beslenme, çalışma ve genetik miras ile şekillenir. Türkiye’de altyapılarda futbol oynayan çocuklar ağırlıklı olarak dar gelirli ailelerden gelmektedir. Doğal olarak beslenme alışkanlıkları yetersiz ve eksiktir. Altyapılarda çocukların kuvvetini geliştirecek yeterli ortam bulunmamaktadır, kaldı ki düzenli ve dengeli beslenmeyen sporcularda kuvvet antrenmanı yıkıma sebep olmaktadır.
Önerme: Kuvvet nispeten kolay geliştirilebilen bir değerdir ama önemli olan futbola özgü kuvvetin geliştirilmesidir! Örneğin, çocukların doğal çim sahalarda antrenman yapmaması bile, halk arasında 'yere sağlam basmak' diye tabir edilen kuvvet, denge ve koordinasyonunun gelişimini olumsuz etkilemektedir.
• Klişe: "Bütün altyapı takımları A takımla aynı sistemi oynuyor. Bu yüzden başarılı…"
Cevap: Tüm altyapı takımlarının A takım ile aynı sistemde oynayabilmesi için bu konuda değişmez bir kulüp kültürünün olması gerekir. Düzenli aralıklarla Teknik Direktör değiştiren kulüp yapıları içerisinde bu anlayışı oturtmak mümkün değildir.
Önerme: Bir oyuncun altyapı eğitimi sırasında sürekli aynı diziliş ile eğitim alması veya sürekli aynı pozisyonda oynatılması da tartışma konusudur. Farklı sistemlere veya pozisyonlara adapte olabilmesini sağlayacak çeşitli eğitimlerden geçirilmesi de bir yöntemdir. Örneğin, bazı akademiler çocukların oynadığı pozisyonları zaman içerisinde değiştirerek empati kabiliyetlerini geliştirmeye çalışmaktadır. Farklı sistemleri sezon içerisinde çalışarak, müsabakalarda bu dizilişlere geçiş yapmayı da öğretmektedirler.
• Klişe: "Oyuncu yetenekliyse büyük yaş kategorilerinde oynatmak gerekir."
Cevap: Genel olarak yanlış bir yargı. Oyuncunun yaşı, gelişimi, olgunluk seviyesi ve fiziksel durumu çok önemlidir. Özellikle ergenlik öncesi bir çocuğun büyük yaş gruplarında oynatılması ise tamamen yanlıştır.
Önerme: Erkek çocukların ergenliğe ortalama 16 yaşında girdiği göz önüne alındığında bir oyuncu yeterli psikolojik ve fiziksel olgunluk seviyesine gelmiş olması şartıyla üst yaş kategorilerinde oynatılabilir. Ancak Türkiye koşullarında erkek çocuklarının ruhsal olarak geç olgunlaştığını da göz ardı etmemek gerekir. Örneğin 16-17 yaşında, U21 yaş kategorisinde oynatılmaya başlatılan bir çocuğu düşünün. 4-5 yıl boyunca bu çocuk U21’de oynatılamayacağı için mutlaka geleceğinin iyi planlanması gerekir. 16 yaşında U21 oynayan çocuk, 18 yaşına geldiğinde beklentileri farklı olacaktır.
• Klişe: "İyi futbolcu çıkar ve oynar kardeşim, bakınız Sergen. Emre, Arda 18’inde çıkıp oynamadı mı?"
Cevap: Ülkemizde altyapı ve üstyapı arasındaki makas bu denli açıkken bir oyuncunun altyapıdan erken yaşlarda profesyonel takıma gelerek orada anlamlı bir fark yaratması kolay değil. Bu sebeple böyle bir durumun ülkemizde gerçekleşme sıklığı çok düşük. Bu kadar nadir ve uzun aralıklarla gerçekleşen durumları biz ancak tesadüflerle açıklayabiliyoruz.
Önerme: Genç oyuncuların altyapıdan üstyapıya adaptasyonuyla ilgili izlenmesi gereken yollara ‘Türk Futbolu neden oyuncu yetiştiremiyor’ başlıklı yazımızda yer vermiştik. Kısaca özetlemek gerekirse; her bir oyuncunun olgunlaşması büyük bir emek gerektirir. Altyapıdan oyuncu üretebilmek ancak böyle bir kulüp kültürü mevcut ise mümkündür. Hiçbir çaba sarf etmeden sadece ‘altyapıdan oyuncu gelmiyor’ cümlesini kurmak sorumluluktan kaçmaktır.
Yazının tamamı için:https://www.ntvspor.net/yazar/emrah-bayraktar/turk-futbolu-neden-oyuncu-yetistiremiyor-58a57128cdb913107054339e
• Klişe: "Tecrübesiz, pozisyon almayı bilmiyor ve kuvvetsiz" gibi teknik direktörlerin altyapıdan A takıma yeni çıkan oyuncular hakkındaki kalıplaşmış değerlendirmeleri...
Cevap: Altyapı ve üstyapı arasındaki farkın bu denli açık olduğu kulüp koşullarında, gençlerin istenilen yeterlilikte A takıma gelememesi doğal bir durum.
Önerme: Kusursuz imkanlarla donatılan altyapılarda dahi oyuncular A takıma bazı eksiklerle çıkıyor. En temelde altyapıyla A takımı yarışma koşulları bir değil. Bu yüzden altyapıdan gelen oyuncuların üstyapıda gerekli oryantasyon süresini geçirmesine mutlaka izin verilmeli ve bu süreçte oynar bir oyuncu haline getirilmesi için çalışılmalıdır.
• Klişe: "Altyapıdan nasıl oyuncu çıksın? Altyapılarda torpil dönüyor!"
Cevap: Yok! Tüm olup biten sadece bu argümanla açıklanamaz. Türkiye’de her alanda olduğu kadar bazı altyapılarda da adam kayırmacılık olduğu muhakkak. Ama bu derece önemli bir sorunu tespit etmek için bu tezin ardına sığınamayız.
Önerme: Bu konu suiistimale çok açık bir konu. Çocuğum futbolcu olsun diye patolojik bir saplantı içerisinde olan ailelerle, ihtiyaçtan karanlık tarafa geçen antrenörler arasında gidip gelen sevimsiz bir konudur.
Bir de Kulüp Başkanları sorarlar. Bir Akademi kurmak için nereden başlamak lazım, neler yapmak lazım?
İşte Emre Hoca onu da kaleme almış.. Devam ediyorum (SMÖ) ;
İDEAL FUTBOL AKADEMİSİ KALİTE ALANLARI
Avrupa Kulüpler Birliği (ECA) Altyapı Çalışma Grubu toplantısının üçüncüsünü 2017 yılında Münih’teki Allianz Arena’da gerçekleştirdi. Biz de ordaydık. Toplantıda ideal bir Akademi’yi tanımlarken bakılacak kalite alanları belirlendi.
İşte o liste…
1. TESİSLER
• Zemin kalitesi (çim, suni çim veya toprak),
• Zeminin iklime uygunluğu,
• Saha sayısı, büyüklüğü ve kalitesinin antrenmana yansıması,
• Tesisin oyuncuların konaklamasına ve sağlıklı bir eğitim almasına uygunluğu…
2. FİNANS
• Kulüp bütçesin yüzde kaçının akademiye ayrıldığı,
• Gelir üretim mekanizmasının oluşturulması (pazarlama, ticari aktiviteler, oyuncu transferleri),
• Yıllık akademi bütçesinin yapısının oluşturulması,
• Finansal gelecek planlaması…
3. BİLİŞSEL ÖZEN
• Okul ve futbol eğitiminin entegrasyonu,
• Oyuncuların tesislere ulaşımının iyileştirilmesi,
• Eğitim desteği,
• Fiziksel gelişim ve özen,
• Futbol ve farklı spor branşlarının entegrasyonu,
• Bireysel antrenmanlar,
• Duygusal ve psikolojik destek,
• Oyuncuların bireysel sosyal gelişimi (medya eğitimi vb.),
• Aidiyet ve sosyal sorumluluk bilincinin geliştirilmesi…
4. FİZİKSEL ÖZEN
• Tıbbi özen,
• Sahaya dönüş çalışmalarının kalitesi,
• Rehabilitasyon bakımı,
• Beslenme…
5. YETENEK SEÇİMİ
• Planlama,
• Yetenek havuzlarının uygunluğu,
• Oyuncu izleme yazılımı kullanımı,
• Oyuncu izleme ofisinin iyileştirilmesi,
• İlişkilerin ve bağlantıların güçlendirilmesi,
• Futbol okullarının kalitesinin arttırılması…
6. STRATEJİK ÖNEM
• Kulüp yapısı içerisinde Akademi’nin önemi,
• Akademi direktörünün kulüp içerisindeki rolünün belirlenmesi (Kulübün futbol stratejisi içerisinde etkin bir rolü mü olacak, yoksa sadece uygulayıcı mı olacak!),
• Akademinin finansal sorumluluğunun belirlenmesi…
7. ÜRETKENLİK
• Akademinin ürettiği profesyonel oyuncu sayısı,
• Liglere göre oyuncuların dağılımı (uluslararası ve ulusal ligler),
• Oyuncuların ortalama kulüpte kalma süreleri,
• Maçların % 50’sinden fazlasında oynama şansı bulan oyuncuların yüzdesi,
• Akademiden profesyonel takıma geçişler;
➢ A takım ve Akademi arası geçişlerinde kullanılan yöntemin belirlenmesi,
➢ Partner kulüpler, piramit yapısı…,
➢ B takımı…
➢ A takım ve Akademi arası geçişlerinde kullanılan yöntemin belirlenmesi,
➢ Partner kulüpler, piramit yapısı…,
➢ B takımı…
8. MÜSABAKALAR
• Ülkedeki yerel rakiplerin kalitesi,
• Ulusal ve uluslararası turnuvalara katılabilmek…
9. İNSAN KAYNAKLARI
• Antrenör kalitesi,
• Eğitici kalitesi,
• Oyuncu başına düşen antrenör oranı,
• İdari kadronun kalitesi,
• İzleyici antrenörlerin kalitesi,
• Antrenörlere ve tüm çalışanlara hizmet içi eğitim verilmesi…
10. AKADEMİ’NİN İLETİŞİM BECERİLERİ
• Tüm çalışanların birbirleriyle olan iletişim ve ilişkilerinin güçlendirilmesi,
• Tüm çalışanların aidiyet ve sosyal sorumluluk bilincinin artırılması,
• Akademi çalışanlarının amatör dünyadaki etkinliği…
11. PROFESYONEL İLİŞKİLER
• Akademinin ulusal ve uluslararası arenada bulunması ve doğru temsil edilmesi,
• Akademide bilimsel üretkenlik,
• Diğer kulüp ve yapılarla ilişki geliştirmek,
• Akademi çalışanlarının konferans ve eğitimlere katılımı,
• Bilgi paylaşımı için farklı kulüplerin ziyaret edilmesi,
• Futbol Federasyonu ile güçlü iş birliği…
12. GELECEK YATIRIMI
• A takımı, Akademi takımları gibi oynuyor mu?
• Akademi tarihi ve oyuncuların gelişimi takip edilip, saklanıyor mu?
• Kulüp yönetimi Akademi ile ilgili vaatlerini yerine getiriyor mu?
Ama ne liste! Siz okurken yoruldunuz, biz yazarken…
Uzatmayayım, söylemek istediğim; Akademi organizasyonu her biri ayrı ayrı uzmanlık gerektiren birçok bileşenden oluşuyor. Az önce okuduğunuz o uzun listede yer alan başlık ve maddelerin birçoğu ülkenin futbol kültürüne, federasyon ve kulüplerin bakış açısına göre şekilleniyor. Türkiye’deki genç oyuncu gelişimini eleştirirken, bir de bu perspektiften bakarsak, “altyapı önemli” klişesine belki biraz derinlik kazandırabiliriz.
Emrah Bayraktar hocamıza paylaşımları nedeniyle şükranlarımı sunuyor ve Türk Futbolu’na katkı koyması yolunda başarılar diliyorum..
Merak edenler lütfen Emrah hocamızın diğer yazılarını da internetten açıp okusunlar, çok aydınlanacaklar..
İşte böyle Sayın Seyirciler..
Ben geleneklerimize, adetlerimize, atasözlerimize bağlı bir insanım..
"Hazıra dağ dayanmaz" demiş Atalarımız.. Görüyoruz işte, yanlış transferlere ve işi bitmiş yabancılara harcanan paralarla tüm kulüplerimiz, birer tane değil ikişer tane “Gerçek” futbol akademisi kurarlardı..
"Lafla peynir gemisi yürümez" demiş Atalarımız.. Çalışmak, çok çalışmak lazım tabii ki..
En büyük potansiyelimiz “GENÇ NÜFUSUMUZ” diyerek böbürleniyoruz.. da..
Bu Toprakların Çocukları, taşın altına elini sokacak, hamama girip terlemeyi göze alacak Sosyal Girişimci Başkanlar bekliyorlar..
Evde TV’nin karşısında löp gibi oturup saatlerce hakem hataları zırvalarını izleyeceğinize!..
Dışarı çıkın, spor yapın, sağlıklı yaşayın, esen kalın..
Seyit Mehmet ÖZKAN
Altınordu Arması Yediemini