Salı, 11 Kasım 2014

Değerli Altınordu Sevdalıları ve Futbolseverler merhaba,

Baştan “dank” diye yazayım, ondan sonrasını isteyen okuur, isteyen okumaz...

- 1) BİZ ALTINORDU FUTBOL SOSYAL GİRİŞİMİ’YİZ.

- 2) İŞİMİZ GÜCÜMÜZ, BU TOPRAKLARIN ÇOCUKLARINDAN “GERÇEK PROFESYONEL” FUTBOLCULAR YETİŞTİRMEK. NOKTA.

3 TANE LACİVERT ÇİZGİMİZ VAR BİZİM;

Oh be söyledik bitti... Bundan sonrası ne demek istediğimizi anlatma çabaları?

Yani, işi gücü olanlar ya da fazla meraklı olmayanlar okumaya devam etmese de olur...

Sondan başlayayım;

Son dönemde basketbol, tenis, güreş, satranç vs... branşlarda şube açmamız konusunda birçok talep geliyor.

Konsantrasyonumuzu işimizin en iyisi olmaya yoğunlaştırdığımız için, kimse kusura bakmasın, “Kargadan başka kuş tanımıyoruz...”

O kadar “sonuç odaklı”, “el yordamıyla” ve “günlük” yaşıyoruz ki, artık ölçü mölçü kalmadı!..

2 sezon önce Altınordu Arması’nı emanet aldık. “Buz dağı”nın üstünü oluşturan A takımımız, 2 sezon üst üste şampiyon oldu...

Futbol kamuoyunda müthiş bir sempati kazandık. Taraflı tarafsız tüm futbolseverler, bizim aynı başarılara devam etmemiz beklentisine girdiler...

Bize sempati ile bakan herkes, geçen bütün yaz boyunca bize “hadi bakalım sıra Süper Lig'de...” temenni gazı verip durdular...

Biz de dilimiz döndüğünce, “Yok abicim böyle bir şey...” diyerek, kendimizi anlatmaya çalıştık. Ama söylediklerimiz o kadar yabancı idi ki futbolseverlere :(..

Sonra maçlar başladı. Takım gol atamıyordu!.. Gol atamayınca en fazla 1 puan alabiliyorsun. E 1 tane de yersen, puan falan yok!..

Bu sefer dostlar bize acımaya başladı... “Aman düşmeyin haa... Şu sizin yabancı oynatmama kararınız yanlış be kardeşim :(” ve...

“Sahi sizin antrenörünüz kim yaa...” sorularına, “7 yıldır beraberiz, genç...” cevabımızı keserek ”Oo ooo sen iyi bi antrenör al kardeşim ?” öğretileri başladı...

“İşiniz çok zor, Allah yardımcınız olsun” duaları ile cümleleri sonlandı...

Biz de dostlara, “Bizim 18 yaş, 17 yaş, 16 yaş, 15 yaş, 14 yaş, 13 yaş, 12 yaş, 11 yaş, 10 yaş, 9 yaş, 8 yaş, 7 yaş ve 6 yaş takımlarımız var...

Çocuklarımıza saha içi ve saha dışı iyi eğitim veriyoruz. Biz onları oynataçaz abicim...” dedikçe, “...İyi yapıyosunuz ama yabancısız olmaz biraderrr...”

- Allahım sen SABIR...

- Hayal meyal diyenlere; Canım abicim, sevgili kardeşim, “Uğrunda ölürüz ya...”

- Bu kadar dibe vurulmuşluğun içerisinde, bırakın, birileri de Don Kişot’luk yapsın... Ne zararı olabilir ki?..

- Ya tutarsa :).. Sonra;

- Önce Adana’ya deplasmanda 3, ardından şampiyonluk adayı Antalya’ya 3 gollü galibiyetler...

- Şimdi millet yine başladı... 2 yabancı aldın mı elini kolunu sallaya sallaya Süper Lig'e..

- Ah be abicim, bizim hedefimiz Süper Lig değil, Şampiyonlar Ligi...

- Oha!.. Yok devenin pabucu!.. Sen ne dediğinin farkında mısın be birader!.. Allah Allah, kafayı sıyırmış zavallı!..

- Bak Hamasettin kardeşim,

- Beni bi dinle, anlatayım, ama n’olursun sözümü kesme ve birazcık bana kendini ver, kurda kuşa bakma!..;

- Sen ağaç olsun diye, hiç fidan diktin mi ? Seninle birlikte büyüyen ağacın oldu mu senin? Bir fidan kaç yılda ağaç olur?

- Biz Futbol Bahçevanıyız. 2007/08 sezonunda yola çıktık. 1 senemiz (95’liler) elimizden alındı!.. Demek ki 6 yılımız geride kalmış, 7.ci yılımızı yaşıyoruz...

- Biz geçen hafta 3 gün İspanya Bilbao’da idik. Bilbao İspanya’nın kuzeydeki Bask Bölgesi’nin en önemli şehri...

- Bilbao’da 1 milyon, tüm Bask Bölgesi'nde ise sadece 4 milyon kişi yaşıyor.

- Sizi fazla yormayayım, kısadan keseyim, Athletic Bilbao Şampiyonlar Ligi'nde oynuyor.

- Athletic Bilbao kurulduğu 1898 yılından beridir, sadece kendi bölgesinin çocuklarını oynatıyor.

- Ne Brezilyalı, ne Arjantinli, ne Sırp, ne Kırp... Hatta İspanyol bile oynatmıyor...

- Çarşamba öğlen Athletic Bilbao – Porto U19 maçını izledik. Notlarımızı aldık.

- Akşamına Athletic Bilbao – Porto Şampiyonlar Ligi’ni izledik.

- Bütün gün yağmur yağdı ve maç yağmur altında oynanmasına rağmen 45.000 seyirci vardı. Yaşlı, engelli, çocuk, kadın...

- Herkes sezon başından kombinesini almış...

- Herkes yılda bir defa kulüp aidatını mutlaka ödüyor.

- Maça gelen herkesin üzerinde mutlaka kırmızı-beyaz bir giysi var...

- Devam edeyim mi?..

- 53.000 kişilik muhteşem bir stat yapmışlar. San Mames Stadyumu, şehrin tam merkezinde...

- Herkes yürüyerek geliyor maça... Biz mesela otelimize yürüyerek döndük... 

- Ben, Zafer Bilgetay, Barış Orhunbilge, Murat Dizdar, Özgür Özgürengin, Kenan Özkan, Mehmet Çiftçi...

- Ben burada keseyim. Gaz yapacak hepimizde :(..

Şimdi;

- Buraya kadar okuma zahmetinde bulunan dostlara sesleniyorum;

- Hadi, bir zahmet en yukarıdakileri bir daha okuyun...

- Hadi artık birbirimizi kandırmayalım Hamasettin kardeş...

- Sahte değil, Gerçek Futbol izlemek senin de hakkın...

- Sevgiler, Saygılar...