Kıymetli futbolseverler merhaba,
Geçen hafta Pazar günü Chelsea – Liverpool maçında idim..
Gözlemlerimi sizlerle paylaşmak isterim ;
1. Toplumda var olan “Spor Kültürü” Eğitimi :
Maçın başlangıcında bir saygı duruşu var.. 1955 yılında ilk şampiyonluk kupasını kaldıran efsanevi kaptan Roy Bentley için..
93 yaşında dünyasını değiştiren Roy Bentley için, 1 dakika boyunca tüm stadyum ayakta ve ölçülü bir şekilde alkış tutarak saygı duruşunda bulunuyor..
Bu arada 2 dev ekranda Roy Bentley’in oynadığı yıllarda siyah beyaz çekilmiş filmler.. Attığı goller, kaldırdığı kupalar, topu bıraktıktan sonra Stamford Bridge’teki anıları..
O ölçülü alkış dalgaları, Roy Bentley’in boş yaşamadığını, insanın içine öyle bir güzel işliyor ki.. Mesela ben artık Roy Bentley’i çok iyi tanıyorum. “Ölümlü” olduğunu bilen bir adama bu yeter..
2. “Taraftarlık" Bilinci Eğitimi :
Maç başlıyor.. Chelsea taraftarı şarkılar söyleyerek takımını destekliyor. 18 yaşlardaki oğlu ile maça gelen yanımdaki 50 yaşlarında bayan tüm Chelsea şarkılarını ezbere biliyor ve söylüyor, çok hoşuma gidiyor ve sonlarındaki Chelsıiiii nakaratlarına ben de katılıyorum.. Kaleci Thibaut Courtois her top kurtarışında Tibo Tibo Tibo Kortiiisssss tezahüratları.. Her güzel hareket anında ödüllendiriliyor..
3. “Profesyonellik" Bilinci Eğitimi :
50 bin Chelsea taraftarının söylemekte olduğu şarkılara rağmen, maça iyi başlayan taraf Liverpool, Chelsea ise dağınık.. Bir türlü oyun tutturamıyorlar.. Adamım Eden Hazard sahada görünmüyor..
Chelsea’da parıldayan tek adam, bana göre dünyanın en çalışkan orta sahası Kante.. Maç boyunca Sadio Mane ile yaptıkları “box to box – kora kor” mücadele seyre ve saygıya değer..
Hakem neredeyse hiç düdük çalmıyor, oyun kendi akışında gidiyor.. Top hiç durmuyor. Faul, vallahi billahi de yok denecek kadar az, olsa da pozisyon gereği.. Yere yatan, vakit geçiren yok !..
4. “Meslek” Bilinci Eğitimi :
Hakemi aldatmaya yönelik tek hareket, yılın futbolcusu Mısırlı Mohamed Salah’tan geliyor. Anında sarı kartı yiyor. Seyirciden acayip tepki alıyor..
Maç sonrası röportajda Liverpool Teknik Direktörü Jurgen Kloop, yılın futbolcusu seçilmiş ve 31 gol atarak takımının gelecek sezon UEFA Şampiyonlar Ligi’nde katılacak olmasında en büyük pay sahibi olan Mohamed Salah’ı, aldatmaya yönelik yapmış olduğu hareketten dolayı eleştiriyor, hiç sevmiyorum böyle şeyleri, diyor..
5. “Atamayana Atarlar” Klasiği :
Baskı kurmuşken atacaksın kardeşim..
İlk yarım saat geçiyor, Liverpool harika top yapmasına rağmen golü bulamıyor, Chelsea yavaş yavaş kendi alanından çıkmaya başlıyor..
Dakika 32.. Sağbek Victor Moses çok iyi bir bindirme yapıyor, o ana kadar sahada hiç görünmeyen, hatta ondan sonra da görünmeyen Olivier Giroud çok iyi bir kafa golü atıyor..
6. “Profesyonel Futbolculuk” Mesleği :
Eğer mesleğin “Profesyonel Futbolculuk” ise, bu topu her türlü şekilde kullanacaksın.. Yok efendim benim sol ayağım iyi değil, yok efendim kafa toplarında iyi olmasam da olur, gibi ucuzluklar yok kardeşim.
Sağ ayaklı Moses bindiriyor, rakip sağ ayağını kapatıyor. Anında sola çekiyor, sol ayağı ile ortalıyor, Giroud da kafasıyla ve harika bir zamanlama ile topu uzak köşeye şandel ile aşırıyor.. GOL..
7. “Özel Futbolcu”ya Saygı Eğitimi :
Ben “Total Futbol”dan yanayım.. Yani önce, en önce hepimiz “iyi” olacağız. Sonra aramızdan bir veya ikimiz “çok iyi” olacağız.. Onlara da “Üst Düzey Doğal Yetenek” diyeceğiz..
Yani bir “Eğlenme Aracı” olan “Futbol Endüstrisi”nin “Yıldızlar”a her zaman ihtiyacı var..
Golden sonra sahneye “Yıldız” Eden Hazard çıkıyor.. Tam bir resital.. Adamın ayağına top yapışıyor adeta.. Üç kişinin bastığı zamanlar oluyor, ne yapıyor yapıyor, topu çıkarmayı biliyor..
Maç boyunca Liverpool oyuncuları bir kez dahi Eden Hazard’a “çift” dalmıyorlar. Eden Hazard hiç yerlerde yuvarlanmıyor..
8. “Marketing- Pazarlama” Eğitimi :
Bu arada bir gözümle de 31 golü olan, hem sezonun gol kralı, hem de Premier Lig’de bu yılın futbolcusu seçilen Mohamed Salah’ı kesiyorum.. Başında bir zebella var ki, M. Salah yüzünü kaleye dönemiyor bile..
Liverpool defansı 2 kez M. Salah’a doğru uzun çıkıyor ve 2 sprintte de Chelsea’nın 2 numarası M. Salah’ı etkisiz bırakıyor. Kim bu atletik zebella, diyorum, devre arasında elimdeki Chelsea maç kitapçığına bakıyorum.. Adı Antonio Rüdiger.. 25 yaşında.. Almanya Berlin’de bir amatör takımda 9 yaşında lisansı çıkmış.. 15 yaşında iken B. Dortmund keşfetmiş ama aşı tutmamış.. 18 yaşında Stuttgart’a geçmiş..
22 yaşında 4 Milyon Euro bedelle kiralık olarak Roma’ya gitmiş.. Düşünün, Avrupa’da “kiralık” bile 4 milyon Euro.. Sezon sonunda Roma 9 milyon Euro’ya bonservisini almış..
Yani Roma’da 2 sezon oynamış ve 24 yaşında 35 Milyon Euro bedelle Chelsea’ya satılmış.. A. Rüdiger’in şimdiki piyasa fiyatı 25 Milyon Euro..
- Demek ki “Pazar” nerede imiş ?..
- Pazar Avrupa’da imiş..
- En iyi pazar ise Ada’da, İngiltere’de, Premier Lig’de..
İşte bu nedenle ben de diyorum ki, iç pazarda 10’a satacağına, dış pazarda 7’ye sat, PAZARA GİR, DEVAMLI PAZARIN İÇİNDE OL..
Biz şu anda Avrupa’nın “İkinci El” pazarıyız.. Hem de tek taraflı, sadece “alıcı” tarafta..
“Satıcı” tarafta devamlı olmak, futbol endüstrisinde “devamlı veren” değil, “kazanan” tarafta olmak istiyorsak Hollandalılar ve Belçikalılar gibi ARTIK FUTBOLA YATIRIM YAPMALIYIZ..
Kaynak bol, bu “İŞ”e yatırım yapacak “Yetişkinler”e ihtiyaç var.. “Para” denilen pislik şey, harcamaya bulunuyor, artık sıra yatırmaya gelmeli..
Bu iş en az 10 yıllık bir süreç, bu da biline.. Sonrası “aydınlık”, Avrupa’nın 1 numaralı Futbolcu Üreten Ülkesi oluruz..
Bu alttaki fotoğrafın hikayesi şöyle :
Maç 1-0 iken Chelsea bir korner kullandı, top kafalardan sekti, son dokunan A. Rüdiger idi.. Gol oldu, o da doğru taraftara doğru koştu.. Adama bakar mısınız.. 1,91 boy, 1 gram yağ yok..
Ama pozisyonu ofsayt idi, önce şaşırdı, sonra hızla görev yerine geri döndü.. Yahu Rüdiger kardeş, neden hakemin üzerine yürümedin, vallahi sen hiç normal değilsin : )..
Hızlı yazdım, zamanım dar, bu yazımın "transfer" tarafı da var, ama benim de işim var..
Önce Ekmek Parası..
Esen kalın
Seyit Mehmet ÖZKAN - Altınordu Arması Yediemini