3.LİG’DEN AVRUPA LİGİ’NE YOL HARİTASI (İndirmek için lütfen üzerine tıklayınız)
Kıymetli Futbolseverler Merhaba;
Altınordu “Öz Kaynak Yönetimi” bağlamında birbiriyle iç içe geçmiş 2 ana konuyu sizlerle paylaşacağız.
- Altınordu’nun 3. Lig’den Avrupa Liglerine Yol Haritası
- Altınordu Futbol Meslek Okulu (AFMO) Eğitim Müfredatı
ALTINORDU’NUN 3.LİG’DEN AVRUPA LİGLERİNE YOL HARİTASI
Kıymetli Futbolseverler,
İş hayatıma, rahmetli Babam, Kenan Usta 1975 yılında iş kazası geçirdiğinde, mecburiyetten 20 yaşımda atıldım. Şimdi yaşım 62..
Demek ki 42 yıldır çalışıyorum.. Özal döneminde 10 yıl duble çalıştığıma göre, normal çalışan insanlara kıyasla, üzerine bir 10 yıl daha koymalıyız.. Üzerine bir de Sanayicilik iş zorluğu eklemesi, 10 yıl.. Yani mağazada oturup müşteri beklemedik demek istiyorum..
Üzerine bir de sanayiciliğin en zoru Demir Çelik Üreticiliği zorluğu eklemesi, 10 yıl..
Mental açıdan toplam 72 yıllık iş ve yaşam deneyimi var üzerimde..
Sevgili Babam ve Annem 72 yaşlarında dünyalarını değiştirdiklerine göre, normal şartlar altında (NŞA), fiziki olarak dünyamı değiştirmeme de 10 yıl var..
Sonuç olarak, üzerimde taşımakta olduğum tüm birikimleri bu dünyada bırakmak gibi bir yükümlülüğüm var.. Tabii ki sadece benim değil, her insanın böyle bir yükümlülüğü var ama, bazılarımız hep yarı uykulu yaşıyorlar, hiç tam uyanamıyorlar, bazılarımız ise "hayat uyanmaya değmez" felsefesi güderek, bilerek akşamın karanlığını seçiyorlar, bir türlü dünya hayatlarında gündüzü göremiyorlar, aydınlanamıyorlar..
2012 Temmuz'unda Altınordu Arması'nı emanet aldığımızda, kendimize bir Yol Haritası çizmiştik. Vizyonumuzu, misyonumuzu, değerlerimizi ve hedeflerimizi içeren bazı "İlke" kararları almıştık.
Bu ilke kararlarımızı bize bir ay boyunca toplantı odalarını ücretsiz açan Havaalanı Orty Otel'de almıştık. Her sabah 10 gibi toplanıp, 18 gibi evlerimize dönüyorduk..
En önemli ilke kararımız "YABANCI FUTBOL OYNATMAMAK" idi..
O günleri hatırlıyorum da, aramızdan bir arkadaşımız "Süper Lig'e çıkınca da mı?" diye endişeyle karışık sormuştu, ben de onu biraz da rahatlatacak bir şekilde, "o günlere daha çok var ama ilke olarak 'Evet'" demiştim..
En önemli ikinci ilke kararımız ise, Sloganlarımız idi..
Önce "Çocuklarımız Geleceğimiz" ile başlamak, ardından onların "İyi Birey, İyi Vatandaş, İyi Futbolcu" olmalarını sağlamak ve finalde bu toprakların insanlarının gurur kaynağı olacak "Türkiye'nin Altınordu'su" olmak..
Hedeflerimiz içinde "A Takım Yol Haritası" şöyle idi ;
Üçüncü Lig'de 3 sezon, İkinci Lig'de 3 sezon, Birinci Lig'de 3 sezon kalmayı planlamıştık. Sonuç olarak 10. sezonumuzda Süper Lig Ekibi olmayı planlamıştık.
Üçüncü ve İkinci Ligler beklediğimizden kolay ligler olarak karşımıza çıktı.
Saha içinde işimizi yaptık, yani "Futbol" oynadık ve saha dışında ise hatasız yöneterek, arka arkaya 2 şampiyonluk aldık.. 4 sezon öne geçmiştik ama Mart 2015’te Birinci Lig'de yabancı futbolcu oynatma sayısı 5+2'ye çıkınca, tamamen T.C. Vatandaşı sporcular oynatma ilke kararımız nedeniyle, Birinci Lig'de 3 sezon kalma kararımız sekteye uğradı.. 2012'de planlanan yol haritasında bu sezon, Birinci Lig'deki ilk sezonumuz olarak görünüyor.. Gerçekleşen ise, dördüncü sezonumuza başlıyoruz.. Sonuç olarak, yol haritamız örtüşüyor, Süper Lig hedefimize, bu sezon dahil, yine 3 sezon var.
Geçen sezonun tam ortasında, dışarıdan bakanlar için zor ama "Adanmış bir Yaşam" sürdüren bizler için zor olmayan sadece biraz riskli bir karar ile, U21 Ligi oynayan 1997 doğumlu "Evlatlarımız"ı A takıma yükseltmiştik. Yüzümüzü kara çıkartmayacaklarından emindik.. İlk maçlarında ayaklarının titreyeceğini ve kaybedeceklerini biliyorduk. İlk maçlarında 0-3 kaybettikleri güçlü Eskişehir'e karşı, ligin son maçında 3-0 galip gelerek, sezonu üstün bir başarıyla ve Play-Off'u kıl payı kaçıracak bir derece ile bitirdiler.
Bu sezon başı itibariyle, geçen sezonun U19 Türkiye İkincisi (neden şampiyon olamadık, başlı başına ayrı bir yazı öyküsüdür!..) olan 1998 doğumlu "Evlatlarımız"ı da A takım kadromuza aldık. Tam 22 "Evladımız"ı A takım seçmenin gururunu, huzurunu yaşıyoruz.. Allah bütün kulüplerimize nasip etsin..
Geçen sezonun ikinci yarısında olduğu gibi, bu sezon da U21 Ligi'nde sahaya çıkaracak oyuncumuz kalmadığı için, U21 Ligi'ne katılmama kararı aldık. 100 Bin TL ceza ödeyeceğiz. İnşallah hafif bir idari ceza ile de geçiştirmiş oluruz.
A Takım kadromuzda sadece 5 Ağabey Oyuncu kaldı.. Uğur, Serkan, Erdoğan, ve yeni transferler Murat ile Mirkan.. Bir de bizimle birlikte olmak isteyen Okan'ı bekliyoruz.
En önemli üçüncü ilke kararımız ise, "Evlatlarımız"ın A takım kadrosunda, ortalama 3, en fazla 4 sezon kalmaları..". Yarım sezon, bir sezon sonunda giden(ler) ya da dört sezon sonunda giden(ler) gibi, istisnai durumlar olacaktır. Ama esas olarak "Evlatlarımız"ın yuvadan uçma hedefleri, A takım kadrosuna seçildiklerinden itibaren 3 sezon sonudur.
Bu nedenle her sezon A takım kadrosu %25 yenilenecek, ortalama 6-8 "Evlat" yuvadan uçarken, U19 yaş dönemini başarıyla tamamlamış 6-8 "Evlat" ise A takım kadrosuna yükselecektir.
Bu ilke kararımızı tablolaştırdığımızda görünen o dur ki ; Altınordu şu anda, her biri 3 yaş grubundan oluşan 3 Jenerasyon takım kadrosunu oluşturmuş durumdadır..
Bunun anlamı şudur ; Altınordu gelecek 10 sezonun A takım kadrosunun temelini atmıştır, çatısını kurmuştur.
1. Jenerasyon : 1997, 98, 99 doğumlular > Şu anda U21, U20, U19
2. Jenerasyon : 2000, 01, 02 doğumlular > Şu anda U18, U17, U16
3. Jenerasyon : 2003, 04, 05 doğumlular > Şu anda U15, U14, U13
U12, U11, U10, U9, U8, U7 ve hatta U6'larımız da vardır.. Hem de hepsinden ikişer takımımız vardır. Rakip bulamıyoruz, kendi aramızda oynuyor "Çocuklarımız"..
Ama onların "Futbol Mesleği" geleceklerini henüz göremediğimiz için, 4 ve 5. jenerasyonlarımız da vardır, diyemiyoruz.
Diyelim ki, canınız sıkkın, kafayı dağıtmak istiyorsunuz, gelin İzmir Yeşilyurt Sait Altınordu Yerleşkemize.. U7 ve U6'larımızı izlerken, onların özgürce yaptıkları hareketleri izlerken sıkıntınızı unutmazsanız, çocukluğunuza gitmezseniz ayranlı Altınordu Sandviçi bizden : )..
ALTINORDU FUTBOL MESLEK OKULU (AFMO) EĞİTİM MÜFREDATI
1. AFMO takımlarımızın Teknik Sorumluluğu'na Hollandalı Eduard Graper getirilmiştir.
2. Eduard Graper ile "Takım Gelişimi" değil, "BİREYSEL GELİŞİM" dönemine geçiş yapıyoruz.
3. Bireysel Gelişim'de "Bire bir" savunma ve atak yapma eğitimi öncelik alacak.
4. Saha paylaşmında 3 Bölgeli Eğitim'den 5 Bölgeli Eğitim'e geçiyoruz.
5. Sporcularımıza oynadıkları pozisyonlarda, kendilerinden beklenen sorumlulukları ve görevleri çok net ve açık bir şekilde anlatan eğitimlere ağırlık verilecektir.
6. Karar verme, inisiyatif alma ve yaratıcılık ön planda tutulacaktır. Bu bağlamda başlatmış olduğumuz Beyin Merkezli Eğitim süreci devam ettirilecektir.
7. Bu yeni dönemden itibaren gelişime açık, değişime aç, coşkulu, uyumlu ve çok çalışmaktan yılmayan Beden Eğitimi ve Spor Meslek Okulu (BESYO) iyi derece mezunu genç antrenörler ile çalışacağız.
8. Futbol okullarımıza kadar tüm saha içi eğitim metodlarımızı güncelleyeceğiz.
9. Saha içi ve saha dışı gelişimimizi destekleyecek "Dış Destek" uzmanlar ile çalışacağız.
10. Tüm bu yapıyı geliştirirken, eğitimde ana prensibimiz "Kolaydan zora, basitten karmaşığa, yavaştan hızlıya" olacaktır.
Herkesin merak ettiği Altınordu Futbol Meslek Okulu (AFMO) Eğitim Müfredatı ile ilgili bilgileri de futbol kamuoyu ile paylaşıyoruz.. Bizim yolumuzdan CİDDİYETLE yürüyecek tüm kulüplerimiz ile "Bilgi Alışverişi"ne hazırız.
1- Altınordu Futbol Meslek Okulu (AFMO) Takımlarımız:
1.1 U14 - Hazırlık Sınıfı
1.2 U15 - 1.Sınıf
1.3 U16 - 2. Sınıf
1.4 U17 - 3. Sınıf
1.5 U18 - 4. ve Son Sınıfımızdır.
2- Sporcularımız lise döneminde, yani U15'lerden itibaren Açık Lise'ye devam ederler. "Açık Öğretim"den sınıflarını geçmelerini sağlayacak olan, Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih ve Matematik dersleri için "Özel Ders" vermek üzere öğretmenler tutulur.
3- U18 Takımımız her zaman U19 kategorisinde resmi maçlara çıkar.
4- U21 takımı kurulmaz. Çünkü 10-12 yıl "Antrenman Yaşı" olan, Öz Kaynağımızdan yetişmiş "Evlatlarımız"ın yeri, yani 20 yaştan itibaren seviyeleri A takım kategorileri olmalıdır. NOKTA.
5- U19 Yaş grubumuzun bir kısmı A Takım kadromuzda, bir kısmı U18 kadromuzda, bir kısmı ise bu sezon sonuna kadar halletmeyi planladığımız "Çözüm Ortağı" takımımızda görev alır.
6- A Takım kadrosuna seçilen "Öz Kaynak Evlatlarımız" normal koşullarda 3 sezonun sonunda veya en geç U23 sezonu sonunda yuvadan uçmuş olmalıdırlar..
7- Haftada 6 Günlük "Saha Çalışmaları" Eğitim programında, bir gün tek, yani sadece "Takım Antrenmanı", bir gün çift "Takım Antrenmanı" ve "Özel Antrenman" uygulanır..
8- Her hafta Resmi/Özel/Turnuva kategorilerinden biri adı altında, mutlaka en az bir "Rakipli Maç" yapılır. "Rakipli Maç" yapılmadan hafta bitirilmez.
"Rakipli Maç"lardan birinin "İç Saha", takip edenin ise "Dış Saha" olmasına özen gösterilir.
9- Her takımımız için, ayda bir defa bir üst yaş takımımız ile, ayda bir defa da bir alt yaş takımımız ile "Aramızda Maç" düzenlenir.. Büyük yaş takımlar 10 kişi oynarlar..
10- AFMO'da düzenli olarak eğitim verilecek olan Dersler :
10.1 Performans Değerlendirme ve Analiz
10.2 Sporcu Sağlığı ve Beslenmesi
10.3 Kişilik Gelişimi
10.4 İletişim ve Sosyal Medya Kullanımı
10.5 İngilizce
10.6 Satranç
10.7 Cimnastik
10.8 Genel Kültür
10.9 Futbol Tarihi.
Tarım ve Hayvancılık uygulamaları ve Kitap Okuma Seansları Genel Kültür dersleri içinde değerlendirilir.
Bu derslerden her ay sonunda yapılacak olan "Sınav"lardan "Zayıf" not alan sporcularımız, notlarını düzeltinceye kadar maç kadrolarına alınmazlar.
11- Sezonluk Değerlendirmelere esas olacak Ana Parametreler :
11.1 Saha İçi Çalışmalar %50
11.2 Saha Dışı Çalışmalar %50 olarak baz alınır.
12- Sezon Ortası itibariyle, 100 üzerinden 50'in altında not toplayabilen sporcularımız ile sezon ortasında yollarımız ayrılır.
13- Sezon Sonu itibariyle, 100 üzerinden 70'in altında not toplayabilen sporcularımız ile sezon sonunda yollarımız ayrılır.
14- Kavga etmek, kavgaya karışmak, sosyal medyada futbol ve sportmenlik dışı paylaşımlarda bulunmak, sigara ve/veya nargile içmek, küfür etmek direkt olarak yollarımızın ayrılacağı, istenmeyen davranışlardır.
15- Günlük 4.500 kalori değerindeki "Sporcu Menüsü" nün tam olarak alınmasına çok önem vermekteyiz. Sporcularımızın yemek seçme gibi bir lüksleri yoktur. Çünkü seçmiş oldukları "Profesyonel Futbolculuk" Mesleği'nin en önemli 2 kriteri "Kuvvet" ve "Hız"dır. Kuvvet'i sağlayacak olan özel "Sporcu Beslenmesi"dir.
16- Sporcularımız için her öğlen 1 saat "Öğle Uykusu" mecburidir. "Dinlenme" vücudun kendini toparlaması için çok önemlidir..
17- Sporcularımız, ORTAK YAŞAMI PAYLAŞMAK adına odalarının temizliğinden ve çarşaf ile nevresimlerin değişiminden oda arkadaşları ile birlikte sorumludurlar.
18- Hiçbir sporcumuz sakal bırakamaz ve saçlarını gözlerinin önüne düşürecek konumda sahaya çıkamaz..
19- Hiçbir sporcumuz kulübümüzün verdiği siyah ağırlıklı kramponların dışında krampon kullanamaz.
20- Hiçbir sporcumuz kendilerinden büyüklerine karşı laubali ve/veya hakaretamiz bir uslüp ile konuşamaz.
21- Sporcularımız için, "Evci" olarak izinli oldukları zamanlar haricinde, her hafta sonu "Sinema", "Tiyatro", "Konser" veya "Şehir Merkezi Gezileri" düzenlenir..
22- Biri sezon ortasında, diğeri sezon sonunda olmak üzere, yılda 2 defa "Veli Bilgilendirme Toplantıları" yapılır.
23- "Aramıza yeni katılan sporcularımıza ve velilerine" "Altınordu Oryantasyonu"" Sunumu yapılır. Bu sunum sonunda her Aile ile yapılacak olan ""Yüz Yüze"" toplantıda, "Devam mı, Tamam mı ?" sorusu açık bir şekilde belirlenmiş olur.
Mutluluk paylaşmaktır. NOKTA.
Futbol, Cesur Yürek'lerin mesleğidir, sinamekilerin değil !..
Futbol, Aç İnsanların mesleğidir, annesinden su isteyen süt kuzularının değil !..
Futbol, her yönden aç gençlerin mesleğidir.
Futbol, tabldot yaşayan, otobüslere sıkıştırılmış, şehrin etrafına yayılmış varoşların, şehrin ortasındaki asansörsüz apartman yığınları çocuklarının mesleğidir.
Futbol, kendisine ve ailesine daha kaliteli yaşam isteyenlerin, başarıya aç gençlerin, hırsına gem vuramayan gençlerin mesleğidir.
İşte tam bu yüzden de, Futbol dünyanın en zor mesleğidir.
Çünkü onları ayni zamanda "Dönüştürme" projesidir, "Gerçek" Profesyonel Futbolcu Yetiştiriciliği..
"Dönüşüm" çok zordur.. Bir "Çocuk" veya bir "Genç" tek başına dönüşemez!..
Önce Aile'den, sonra da Yakın Çevre'den başlanmalıdır.
O yüzden de bir Almanya'dan, bir Hollanda'dan daha zordur bu meslek bu topraklarda!..
Şimdi aklıma düştü, Belediye başkanlarımıza sesleniyorum.
Ürettirmekte olduğunuz çocuk parklarına trambolinler de koyun lütfen..
"Atletik" olmak da, bu işin diğer bir yüzü çünkü..
Ben her insan gibi, NŞA, son 10 yılımı mutlu yaşamak istiyorum.
- Mutluluk nedir ?
- Mutluluk, insanlarla, hayvanlarla, bitkilerle paylaşmak demektir.
- Mutluluk, insanlara, hayvanlara, bitkilere değmek demektir.
- Mutluluk, barış içinde yaşamak demektir.
- Mutluluk, dağlarla, yaylalarla, ovalarla, denizlerle "tanış" olmak demektir.
40 yaşıma geldiğimde, bazı şeyleri ıskaladığımı fark etmeye başladım..
50 yaşıma geldiğimde ise, artık yukarıda bahsettiğim tespitimi yapabilecek konuma gelmiştim..
Son 10 yılımda "Gerçek" mutluluğa ulaşabilmem için, geçmiş 10 yılımda çok fedakarlıklar yaptım. Yani önce ektim, şimdi biçeceğim..
Şimdiki konumuz Futbol, dolayısıyla Altınordu..
Altınordu'nun Vizyonu : Futbolda "Yetiştirici" kimliğiyle dünyada tanınan ve ülkesinin tanıtımına olumlu katkı sağlayan bir kurum olmak.
Altınordu'nun bu vizyona ulaşmak yolunda üzerine almış olduğu Özel Görev, yani Misyonu ise; Bu toprakların çocuklarından "Gerçek" profesyonel futbolcular yetiştirmek.
“Gerçek” kelimesini bilerek tırnak içine alıyoruz, çünkü bu topraklarda neredeyse her iş -mış gibi yapılıyor!.. Yani yüzeysel yapılıyor, temeline kadar inilmiyor!..
Kısaca benim için "Gerçek" demek; bir işin kökenine kadar inmek demek, adanmışlık demek, sıkıntılara acılara dayanmak demek, masanın bir ucundan tutmamak demek, samimi olmak demek, için dışın bir olmak demek, velhasıl sahte olmamak demek..
Hele ki bu topraklarda "Profesyonellik" teriminin hiç karşılığı yok gibi..
Profesyonellik, duyguları arka plana atmak demek, aklı öne çıkarmak demek..
Yani bir cümlede hem Gerçek, hem de Profesyonel kelimeleri yan yana geçiyorsa, bilin ki bu topraklara uygun bir iş yapmıyorsunuz demektir.
Buradan ne çıkar? "Dönüşüm" çıkar.. "Vasattan Çıkış" çıkar..
"Akademi" sözcüğünü de sevmiyorum. Şehrin merkezindeki iş merkezlerinin pencerelerinde yazılı çeşitli akademi tabelaları gözüme çarpıyor. 2-3 eğitmen, 2 ofis. 20 sandalye, buyrun size Akademi !..
"Meslek" ve "Okul" terimleri henüz yozlaşmadı.. Daha sıcak ve üreten insana daha yakın..
Beyin yıkayıcılar şimdi mesela üniversite terimini yozlaştırmakla meşguller !..
Gençler sizi yalnız biz anlarız.. Özgür düşünce, serbest yaşam, yeşillikler içinde eğitim.. Traji komik !..
Bu nedenle bizim ikinci eğitim dönemimize " Okul" dedik..
Birinci dönemimiz, yani İlk Öğretim muadili olan, Futbol Eğitim Kurumu bölümümüz,
6 yaş ile 13 yaş arası "Çocuklarımız", şehrin merkezinde Yeşilyurt'ta Sait Altınordu Yerleşkemizde.. 1.000'i aşkın çocuğumuz spor yapıyor, sportmenlik öğreniyor, sosyalleşiyor, hopluyor zıplıyor, düşüyor kalkıyor.. Kısaca çocukluklarını yaşıyorlar..
İkinci dönemimiz yani Lise muadili olan, Futbol Meslek Okulu bölümümüz, 14 yaş ile 19 yaş arası "Evlatlarımız", şehrin dışında Torbalı'da Metin Oktay Yerleşkemizde.. 100'e yakın "Seçilmiş" genç sporcumuz bir yandan "İleri Futbol Eğitimi" alıyorlar, diğer yandan farkındalığı erken yaşlarda gelişmiş bireyler olma yolundalar..
Üretim şehrin ortasında yapılmaz, üretim şehrin dışında yapılır..
Çünkü Üretim "Dikkat" gerektirir, üretim "Odaklanma" gerektirir..
Şehrin merkezi ise, dikkati dağıtacak, odaklanmanın mümkün olamayacağı unsurlarla doludur.. Şehrin merkezinde üretim yanlıştır.
Bu nedenle ve otoban ulaşımı olan Torbalı ile Belevi arasındaki Metin Oktay Yerleşkemizin yer seçimi çok iyidir.
Tekrarlıyorum, Metin Oktay Yerleşkemiz'de Futbol Meslek Okulu'muz konuşlanmıştır.
Peki, Okul Okul diyorsun da, Okul teriminin içini dolduracak neler yapıyorsunuz ?
İşte İstanbul aktarmalı değil, İzmir'den direkt Avrupa'ya gidecek ve ülkemizi gururla temsil edecek olan "Evlatlarımız"ın "Gerçek" Profesyonel Futbolculuk Mesleği eğitimi aldıkları müfredat aşağıda huzurlarınızda;
NŞA kalan 10 yılım bu 100 "Evlat" ile geçecek.. Onlarla hayatı paylaşacağız, birbirimize değeceğiz, barış içinde, samimi ve alçakgönüllü yaşayacağız..
Sözün özü, son 10 yılımda "Mutlu" olacağım..
Esen kalın,
Seyit Mehmet ÖZKAN - Altınordu Arması Yediemini