Hasan YÜKSEL
AFO Çevre İlçeler Koordinatörü
YAZARLAR
Seyit Mehmet ÖZKAN
EMEĞE SAYGI!
12.12.2024
Hasan YÜKSEL
GEGİÇ USTA
2.12.2024
Kenan AKSEKİ
AZMİN ZAFERİ
25.04.2024
C.Sezai ÖNCÜ
BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ
22.05.2023
Ümit ÖZIŞIK
SÖNMEYEN MEŞALE
8.05.2023
Cüneyt YİS
GİDECEĞİNİZ YÖNÜ BİLMEK HIZDAN DAHA ÖNEMLİDİR!
1.05.2023
Nuran ÖZEŞER
ÇOCUKLARIMIZIN FUTBOL TEMEL EĞİTİMİ
24.04.2023
Bülent KAYITKEN
"KONTROL VE PAS"IN KISA HİKAYESİ
17.04.2023
Rıfat Osman AŞÇILAR
BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR
10.04.2023
Fevzi KUVVETLİ
ÖZEN YOKSA ÖDÜL DE YOKTUR…
3.04.2023
GEGİÇ USTA
Bir takımı şampiyon yapmak seni usta yapmaz, ama futbol dünyasına iz bırakmak seni bir usta yapar.
Pazartesi, 02 Aralık 2024
Sayın Seyit Mehmet Özkan Bey'in paylaşmış olduğu Teknik Direktör Abdullah GEGİÇ ustanın kaleme aldığı
"Özel Futbol Akademisi" taslak projesini büyük bir ilgi ile okudum.
GEGİÇ USTA taslak projesinde;
- Profesyonel elit futbolcu yetiştirme eğitiminden,
- Çağdaş bir futbolcuda olması gereken özelliklerden,
- Çağdaş takım oyununun nasıl olması gerektiğinden,
- Akademide çalışacak antrenörlerin eğitiminden,
- Hangi metot ve teknolojileri kullanacağından,
ve bunun gibi çok önemli konulardan bahsetmektedir.
Abdullah GEGİÇ, USTA bir Teknik Direktördür. Usta teknik direktör ile başarılı antrenör
arasındaki ince ayrıntı nedir?
Başarılı antrenör başarı için tüm şartların olduğu bir ortamda takımını hedefine ulaştıran antrenördür.
Usta antrenör ise zor koşullarda, başarının imkansız olduğu ortamlarda bile imkansızı başaran antrenördür.
Tıpkı GEGİÇ USTA'nın Eskişehirspor'da ilk Anadolu Futbol İhtilalini yaptığı gibi. Galatasaray'ın,
Fenerbahçe'nin, Beşiktaş'ın şampiyonlukları bir ustalık, bir ihtilal değildir. Sadece olması gereken bir
sonuçtur, başarıdır.
Arjantinli teknik adam Carlos BILARDO'nun 3-5-2 oyun sisteminin mucidi olması bir ustalıktır.
Alman teknik adam Jupp DERWALL'in 4-4-2 oyun sisteminde hızlı hücum felsefesi ile Alman futbolunu modernleştirmesi ustalıktır.
Alman teknik adam Sepp PIONTEK'in Danimarka'yı ilk kez ofansif oyun anlayışıyla Dünya Kupasına götürmeyi başarması ustalıktır.
Hollandalı teknik adam Johan CRUYFF'un total futbol oyun felsefesi ve Barcelona'daki "La Masia Akademi Sisteminde" Dünya Yıldızlarının yetişmesine zemin hazırlaması ustalıktır.
İspanyol teknik adam Pep GUARDIOLA'nın pas oyunu "Tiki taka" ve "Pozisyonel Oyun" ile yaptıkları ustalıktır.
Ustalık; modern futbola getirdikleri yeniliklerle, oyun felsefesiyle iz bırakmaktır. Biz burada sadece
başarıdan bahsetmiyoruz. Futbol dünyasına gelecek nesillere bir şeyler bırakanlardan bahsediyoruz.
Yani USTALARDAN...
Türkiye'nin en başarılı üç teknik direktörünün yukarıda saydığım ustaların yanında bir dönem çıraklık yaptıklarını hatırlayalım.
Mustafa DENİZLİ, Jupp DERWAL'in; Fatih Terim, Sepp PIONTEK'in yardımcılığını yapmıştır. Şenol GÜNEŞ ise Ahmet Suat ÖZYAZICI ve Özkan SÜMER gibi ustaların yönettiği efsane Trabzonspor takımında forma giymiştir.
Bizim de ustalarımız var. Serpil Hamdi TÜZÜN, Doğan EMÜLTAY çok iyi birer altyapı ustalarıydı.
Özkan SÜMER Türk antrenörlüğüne değer katan entellektüel yanıyla bir ustadır.
Ahmet Suat ÖZYAZICI, Eskişehirspor efsanesinden sonra Trabzonspor efsanesini yaratan ustadır.
Süleyman SEBA, İlhan CAVCAV, Celal DOĞAN, Cavit ÖLÇER "Nasıl Kulüp Yönetilir"in ustasıdırlar.
Seyit Mehmet ÖZKAN, Türkiye'nin ilk Futbol Akademisi'nin kurucusudur. Profesyonel elit futbolcu yetiştirme ustasıdır.
Hasan DOĞAN, TFF'de ilk kez gençlik eğitimine bilimsel yaklaşan ve Türk Futbol Akademileri liglerinin ilk kurucu Federasyon Başkanıdır. Bugün hala onun kurduğu akademi ligleri devam etmektedir.
Abdullah GEGİÇ ustanın Eskişehirspor'dan ayrıldıktan bir süre sonra altyapıda çok deneyimli ve başarılı bir kulüp olan
Bursaspor'a gitmesi bence tesadüf değildir. Keşke bu kulüpte uzun yıllar kalabilseydi. Çocuk ve gençlik eğitimi ile
ilgili projelerini hayata geçirebilseydi. Fenerbahçe teklifi çok cazip geldi sanırım.
"Usta Antrenör" ile "Başarılı Antrenör" arasındaki ince ayrıntıyı özetlersek:
Bir takımı şampiyon yapsan dahi usta olamazsın! Bir takımı şampiyon yapmasan dahi usta olabilirsin!
Saygılarımla.
Hasan Yüksel